Futbol

Futbol zaten sahadan çekilmişti

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan'ın bu haftaki "Futbol zaten sahadan çekilmişti" başlıklı yazısı;

WTS ile Maldiv Fırsatı

12 Eylül 1980 darbesi sonrasında ülkede yaşanan siyasi değişimle birlikte ve emperyal güdümlü yönetiminin isteği doğrultusunda yeni bir toplum tasarlanmaya başlanmıştır. Yaşanmış olan sert siyasi çatışma ve şiddeti içindeki gençlik, apolitik bir yapı üzerinden terbiye(siz) edilmek istenmiş ve bu yönde üretilmiş bir yaşantıya kanalize edilmiştir. Bu uygulamanın etkisiyle, ülkemizde apolitik ideolojiyi meşrulaştırma aracı olarak kültür endüstrisinin ürünleri kullanılmaya başlamıştır.

Fakat, ne hikmetse zamanla bu ürünlerin toplumunda yarattığı popülarite-iktidar sahiplerinin ilgi göstermesine yol açmış ve siyaset tarafından popülist amaçlara alet edilmiştir. Artık futbol, hukuksuzluk üzerinden-anti demokratik hegemonyanın üretildiği alanlardan birisi haline getirilerek ekonomik, siyasal, ideolojik ve özellikle de kültürel amaçlarını üretmeye yönelik örgütlü etkinlikler sayesinde, bilhassa-toplumsal bir parçalanma ile kavramların içini boşaltarak sistemin kitleleri daha kolay denetim altına alınmasını sağlama amacı içine sokulmuştu.

Televizyon başta olmak üzere-kitle iletişim araçları vasıtasıyla popüler kültür üretilir. Kitle iletişim araçlarının küreselliği popüler kültürün de küresel bir hal almasını sağlar. Bu küresel tüketim endüstrisinin elde ettiği milyarlarca dolarlık sermayenin el değiştirmesi ile futbol, çokuluslu sermayenin çıkarlarına onay üreten ve kapitalist bilinç üreten bir kültür endüstrisi ürünü haline getirilmiştir.

Kültür endüstrisi ürünü haline getirilen futbol, artık sermaye birikimini sağlayarak ki üretimin gerçekleştiği statlar ve özellikle 1990 sonrası televizyon ve dijital platformlar aracılığıyla futbolun endüstrileşme süreci tamamlanır. Futbol kulübü; bonservis satışı, sponsorluk, reklam ve medya, bahis ve naklen yayın gelirlerinden ticari kazanç elde etmektedir. Taraftar artık tüketici konumuna getirilerek kulübün sattığı her ürünü kayıtsız şartsız alan ve her hal ve şartta kulübüne para harcayan müşterisi olmuştu.

Futbol, sömürüsü sisteminin bir parçası olarak modern kapitalist toplumun küçük bir aparatı haline gelmiştir. Futbol içindeki her etkileşim, kapitalist üretim tarzının yeniden üretilmesine yönlendirilmektedir. Haliyle, egemen ideoloji mevcut statükoya süreklilik kazandırabilmek için toplum içindeki kendi alanına-kendi dışındaki etki alanına ve kültürel alanın her noktasını ele geçirebilecek bir hükmetme yöntemi kullanmaktadır.

Futbolun hitap gücü kendini aşabilecek kadar içeriğe sahiptir. Bu nedenle siyasetin olmadığı bir futbol düşünülemez. Futbol da siyasete mahkumdur. 1990 sonrası televizyon gelirleri ile ortaya çıkan sermaye birikiminin kabarttığı iştah futbolun otorite, kaynak, kolaylık, kayırma ve imtiyaz için siyasal desteğe ihtiyacını ortaya çıkardı. Bu ayrıcalıkları kazanmak isteyen yöneticiler ve diğer çıkar grupları politikacılarla ilişki içine geçtiler. Siyaset de bu ayrıcalıklar üzerinden kendine alan açarak, popülist politikalarla oy almak, toplumu sosyal, ekonomik ya da siyasi sorunlardan uzak tutmak ve iktidarını korumak için futbolu topraklama aracı olarak kullanmaya başladı.

Özellikle Franco’nun Real Madrid’i ve Salazar’ın Benfica’sı dönemi gibi-bazı takımların derin (!) ilişkiler neticesinde siyasetin etkileme ve propaganda alanı olması ve takımların bu süreçten dolayı şampiyon olması haksız rekabetten çok hukuksuzluk üzerine verilmiş ayrıcalıkları içerir. Aynı ayrıcalıklarla takımların siyasetin-iktidarın kararlarıyla liglerden küme düşürülmemeleri-İstanbulspor’un ve Adana Demirspor’un sahadan çekilmeleri kadar-futbola zarar verecek etik olmayan bir etkiye sahiptir. Oy için küme düşmeler kaldırılmasının tek karşılığı futbolu araçsallaştırarak siyasetin hizmetine girmesinin sağlanmasıdır. Bu yöntem 1980 darbesi sonrası Turgut Özal dönemiyle başladı ve hala devam etmektedir.

Futbolun popülaritesi ve endüstrileşmesi, siyasetle birlikte çıkar gruplarının ve mafya tipi örgütlenmelerin de bu alana girmelerine neden oldu. Futbol endüstrisi kendi içinde yolsuzluk, vergi kaçakçılığı, kara-para aklama ve karaborsa bilet de üretmeye başladı. En önemli kazanç ise, sermaye birikimin kulübün kendi kaynakları vasıtasıyla kazanması sonucunda, yönetime gelmek ve bu kaynağı menajerlerle kullanarak dışarıya adeta bir servet transferi gerçekleştirerek mutlu bir azınlık yaratmak temel hedef haline gelmiştir.

Çıkar gruplarının ilgisi artık şikeli maçları kurgulayarak hayata geçirmesinin dışında, daha büyük ve kontrolsüz güç haline gelen bahisleri manipüle edilerek ciddi bir rant elde etmektedirler. Futbol son yıllarda milyarlarca dolarlık bir ekonomiye ulaşan bahis oyunlarının ve haliyle şikenin kaynağı olarak görülmektedir. Dijital teknolojilerinin gelişmesi ile yaygınlaşan bahis oyunları sanal dünyaya taşımıştır. Bu da yasadışı bahisle mücadele neredeyse imkânsız duruma gelmiştir.

Türkiye’nin en büyük 4 kulübü Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor’un Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderdiği bildirimler neticesinde-Kasım 2024’te açıklanan rakamlarda toplam borçlarının 41,1 milyar TL’yi (yaklaşık 1,14 milyar Euro) aştığı görüldü. Gerçek budur, oynanan futbol değildir. Türkiye’de futbol takımlarının şampiyonlukları algıdan ibarettir. Küresel ölçekte ne ligin ne de şampiyonlukların bir karşılığı yoktur. Araçsallaştırılan futbolun şampiyonluk hesapları artık sahada yapılmamaktadır. O yüzden; sahadaki kadroların veteranlardan oluşması takımları adeta ‘huzur evi’ kıvamına sokmuştur.

Zaten, sözde özerk olmasına rağmen atanan TFF başkanları, kulüp başkanları, kurul başkanları ve yöneticiler-hepsi bir parmak gelip (!) bir parmakla giderler-kimsenin hesap verme gibi bir zorunluluğu yoktur ki sistem de buna izin vermediği gibi böyle bir dertleri de yok

Müslüm Gülhan – NationalTurk

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu