İzmir Saat Kulesi: Detaylı Bilgiler
İzmir'in Konak Meydanı'ndaki klasik buluşma noktası Kule'nin dili olsa da anlatsa: İzmir Saat Kulesi
Nasıl görkemli bir törenle hizmete girdiğini, İzmir’in işgalini, Atatürk’ü, Kurtuluş’un en heyecanlı sahnelerini ve Cumhuriyeti, onu görmeden gitmeyen devlet adamlarını ve yeni kentlileri ve kentin değişen yüzünü, dönüşümünü… İşte İzmir Saat Kulesi;
İzmir Saat Kulesi Neden Yapıldı?
Batıda saat kuleleri 14. yy’da, Osmanlı İmparatorluğu’nda da 16. yy sonlarında yapılmaya başlanmış. Sultan II. Abdülhamit ve onun tahta çıkışının 25. yıldönümü bunu hızlandırmış. Abdülhamit, 1899’da pek çok il ve sancak yöneticisine, büyük saatler yapmalarını emretmiş.
İzmir vilayeti de bu emri alanlardan biri olmuş. Saat Kulesi, Vali Kıbrıslı Kamil Paşa, oğlu Bahriye Mirlivası Said Paşa ve Belediye Reisi Eşref Paşa’dan oluşan bir komisyon tarafından 1901 yılında yaptırılmış. Mimarı bir İzmirli Fransız Levanten ailenin, eğitimini muhtemelen Avrupa’da almış oğlu Raymond Charles Pere.
Kuleyi benzerlerinden ayıran nokta ise daha çok sivil ve ticari yapılarıyla bilinip tanınan liman kenti İzmir’e ilk kez kamusal ve kentsel bir mimarlık ögesi kazandırmış olması…
Baldaken Nedir?
Baldaken bir mimarlık terimi. Bir altar ya da mezarın üzerini örten, kolonlarla taşınan, mekânı sınırlayan duvarlardan bağımsız, sundurma biçimli örtü anlamına geliyor.
İspanyolca’da kapının üzerine gölgelik olarak asılan ve Bağdat’tan ithal edilen özenli brokar işlemeli örtülere verilen “baldaquin”den türeyen bu sözcük, daha sonraları, yapıdan bağımsız tavanları tanımlar olmuş.
İlk örnekleri Roma ve Ravenna’da görülen baldakenler, mimari üsluplara paralel olarak Romanesk, Gotik, Barok özellikler taşıyabiliyor.
En görkemlisi 17, yy’da Lorenzo Bemini’nin Roma’daki San Pietro bazilikasındaki bronz olan barok baldakeni. Mimar Raymond Charles Pere de oryantalist yaklaşımla tasarladığı İzmir Saat Kulesi’nin sebillerini baldaken tarzında yapmış.
İzmir Saat Kulesi: Mimarisi ve Yapısal Özellikleri
81 m2 sekizgen tabana oturtulmuş, dört basamaklı haç biçimli bir platform üzerine inşa edilen Saat Kulesi, 25 m yüksekliğinde ve dört katlı. Kulenin platformu beyaz mermerden, diğer bölümleri ise, kesme taştan yapılmış.
Sekizgen kaide üzerinde sütunlu bir galeri ve onun da üzerinde köşeleri pahlanmış kare prizma bir gövde yükseliyor. Zarif başlıklı, küçük kaideli sütunlar birbirine üç dilimli kemerlerle bağlanmış.
Sekizgen platformun dar kenarlarında, dörder küçük sütun üzerine oturtulmuş Baldaken sebiller yer alıyor.
Sebillerin at nalı biçimli kemerleri, üçer çeşmesi ve ilk yapıldığında ortası fıskiyeli de olan kurnaları var. Zaman içinde fıskiyelerden bazıları yok olmuş.
Baldakenlerin üzerini alemli kubbeler örtüyor. Sebiller arasındaki dört cephede, gene at nalı kemerli, demir şebekeli birer açıklık var.
Açıklıkların ortasında, at nalı kemerli, küçük nişli, balkon görüntüsü veren ögeler yer alıyor.
Onların üst kısmında kabartma olarak yapılmış, kuzey ve güney yönlerinde Sultan II. Abdülhamit’in tuğraları, doğu ve batı yönlerinde ise birer Osmanlı arması varmış.
Cephe ve sebillerin üzerini bir fistolu saçak dolaşıyor. Deniz tarafındaki açıklıkta kulenin kapısı buluyor. Galeri ve çeşmelerde kullanılan pembe ve yeşil mermer sütun başlıkları bitkisel motiflerle süslü.
Kulenin gövdesi, içleri beş kollu yıldızlarla kaplı, baklava biçimli kabartmalarla bezeli. Gövdenin üç sıra mukarnasla genişletilen üst bölümünün dış yüzlerinde kaleye adını da veren 75 cm. çapında 4 adet saat kadranı yer alıyor.
Gövdeden daha dar olup 12 küçük sütun üzerine oturan ve saat kulesinin çanı için eklenmiş dördüncü katı da hilalli alemi olan bir metal kubbe örtüyor.
Kulenin yapımında kullanılan Kuzey Afrika’ya özgü sütun başlıkları, at nalı kemerler ve cephelerin tümüyle dolgulandırılması, kulenin Kuzey Afrika ve Endülüs mimarisi kökenli oryantalist üslubuna ait göstergelerden bazıları…
İzmir Saat Kulesi’nin Saati
Saat Kulesinin saatleri dört yüzlü kulenin dört tarafından da görülüyor. Ama aslında kulenin “bir” tane saati var, o da dışarıdan görülemeyen, demir köşebentler ve döküm ayaklar üzerine oturtulmuş, yirmi iki dişli çarktan oluşan, bazı parçaları üzerinde 1901 tarihi görülen ana makine.
Bu saatin Alman imparatoru II. Wilhelm’in armağanı olduğu söylense de, “Kentsel Bir Sembolün Doğuşu İzmir Saat Kulesi” başlığıyla 2001’de yayımlanmış araştırmanın sahibi Dr. Sabri Yetkin, bu bilgiyi özgün kaynaklarda bulamamış.
Saatin bakımı, kurulması ve onarım işleri ise üç kuşak boyu saat ustalığı yapan İzmirli Pamukoğlu ailesinden Feti Pamukoğlu’na ait!
Feti Bey, her 6 günde bir, makinenin bulunduğu kata 66 basamak tırmanıp saati kuruyor, bakımını yapıyor.
Kurma işlemi, elle çevrilen dişlilerin bir çelik halat ucundaki 70 kg’lık ağırlığı 14 m yukarı çekmesiyle oluyor. Ağırlık 6 günde aşağıya inerken saat da çalışmış oluyor.
Saat bozulur ya da durursa günde 100 TL cezası var. Bir iki eski ve son olarak 1974’deki depremler hariç bu saat bugüne kadar hiç durmamış.
İzmir’in Diğer Saat Kuleleri
Alsancak Garı: 1858’de açılan Alsancak Garı’ndakı kulenin yapımı 1890. Çanı Londra’dan.
NATO: Buca, Şirinyer’deki kule, Amerikan Erkek Lisesi ile birlikte 1913’te yapılmış.
1934’e kadar hizmet veren lisenin bir parçası olan kule, o arazinin kullanımı 1952 yılında NATO’ya devredildiğinden yeni kuşak İzmirliler onu az biliyor.
Bayramyeri: Eski Bayramyerinde ve şehrin en yeni saat kulesi. 1955’te yapılan kulenin saati ise 1957de takılmış. 14,5 metrelik, tek makineli ve dört kadranlı kulenin mimarı Harbi Hotan.
Fuar: İzmir Enternasyonal Fuar’ının düzenlendiği Kültürpark içindeki Fuar Saat Kulesi 1938’de Harbi Hotan tarafından yapılmış. Kültürpark’ın Lozan kapısından girildikten sonra, eski Pakistan pavyonu olarak bilinen yapı üzerinde bulunuyor.