Kültür

Kaderine terk edilmiş saklı tarih; Vazelon Manastırı!

NationalTurk yorumcusu Metin Yılmaz'ın bu haftaki "Kaderine terk edilmiş saklı tarih; Vazelon Manastırı!" başlıklı yazısı;

Seyşeller

Trabzon’un Maçka İlçesi Kiremitli Köyü sınırları içinde bulunan Vazelon Manastırı, Hagia Ioannes Prodromos’a (Vaftizci Yahya) adanmış bir Rum Ortodoks Manastırıdır.

Prodromos, Yunanca’da haberci, önceden gelen demektir ki Hz. Meryem’in teyzesi Elizabeth’in ve Kuran’da adı geçen peygamberlerden Hz. Zekeriyya’nın oğullarıdır, Hz. İsa’dan 6 ay büyüktür ve doğumu Hz. İsa’nın doğuşuna da müjde olarak kabul edildiği için Prodromos ünvanıdır. Manastırın asıl adı Hagia Ionnes Prodromos’dur. Vaftizci Yahya İslam’da Hz. Yahya Peygamberdir.

Vazelon adı bulunduğu Zabulon Dağından türemiştir ve halk arasında bu adla, Vazelon adıyla anılmıştır.

Manastır Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu’nda yasak olduğu dönemde M.S. 270’lerde kurulduğu tahmin ediliyor, Roma İmparatorluğu’nda Hristiyanlık özgür olmasa da manastır, Zabulon Dağı’nın yamacında Romalı yetkililerin gözlerinden uzak bir yerde inşa edilmişti. Manastır 4. Yüzyılda Hristiyanlığın serbest bırakılmasıyla 6. yüzyılda yeniden inşa edilmiştir. 15. Yüzyılın başlarında son şeklini alan manastır, 18. Yüzyılda tamamen restore edilmiştir.

Vazelon, Trabzon’daki Sümela ve Hagios Georgios Peristereotas Manastırı (Kuşdul) ile Pontus Rumlarının en önemli manastırlarından biriydi ve Pontus Rumlarının en eski manastırıydı.

Manastırda tasvir edilen sahnelerin büyük bir bölümü maalesef zamana ve defineci adı verilen tarih ve arkeoloji hırsızların verdiği olağanüstü zararlara yenik düşmüştür ama bunca zarara ve yıpranmışlığa rağmen çok rahatça seçilebilenlerde var; Kıyamet Günü Cennet ve Cehennemi kapsayan bu sahneler şunlardır, Raphael’in (İsraifil) Kıyamet Günü’nü işaret etmek için Sur’a üflemesi, Cennet ve Cehennem arasında Araf’ta günahlar ve sevapların tartılması gibi freskler ilk görüşten itibaren kullanılan stil ve renk seçimiyle kolayca Sümela ve Ayasofya fresklerinden ayrılıyor.

Manastır içindeki bir başka şapelde bulunan en ilginç fresk, mavi ve beyaz üzerine mavi renkle yapılmış yalın ama çok manası olan bir fresktir. Bölgede ilk baharda ve yazın dahi yağmurlu ormanlarda alan dediğimiz çayırlar arasında bol olan ve ilk bakışta sade bir çiçek gibi algılanan papatyadır ve dikkatle bakınca ortasında bir halka ve içinde bir haç var ve haçın dört tarafı daha koyuya boyanarak dört İncil yazarına işaret ediyor, haçın kendisi zaten Hz. İsa’yı temsil eder ve çiçeğin bütünü ise Hristiyanlığın inananları tarafından sevgi dini olması kadar, mavi renkten dolayı Hristiyanlığın özgürlük dini olduğunu da tasvir ediyor, ayrıca papatya Hz. Meryem ile de ilişkilendirilmiştir, zira papatya, masumiyet, iffet ve tevaazuyu temsil eder ve bu özellikler Hz. Meryem’de fazlasıyla vardır. Kısacası bu basit gözüken ve gözden kaçan maviyle çizilmiş çiçek figüre Hristiyanlığı bütün olarak temsil ediyor..

Manastırın hemen girişinde Elias’a (Hz. İlyas) adanan sonradan inşa edilen Bizans mimarisinde çok yaygın olan beşik tonozlu küçük bir şapel var ve oda ne yazık ki manastır gibi büyük zarar görmüş, fakat freskleri ayırt edilir bir şekilde ana Manastır’dan farklı olarak Sümela ve Ayasofya’nın fresklerine kullanılan renkler ve stil olarak çok daha uyumlu. Çok kötü zarar görmelerine rağmen, Koimesis (Hz. Meryem’in Ebedi Uykusu) Hz. İsa’nın Yahya tarafından vaftiz edilişi, Kudüs’te gerçek Haç’ı bulan Azize Helena ve oğlu İmparator Büyük Konstantin’in işlendiği bazı freskler kolayca fark ediliyor.

Manastırın bir diğer önemi de keşişlerin tuttuğu kayıtlardır. Vazelon’da rahiplerin düzenli ve programlı olarak tuttukları kayıtlar ne yazık ki 1916-1918 yılları arasında Ruslar Trabzon’u işgal edince, Rus Prof. Fyodor İvanoviç Uspensky, Vazelon Kayıtlarını incelemiş ve manastırdaki kayıtları Rusya’ya götürmüştür.

Vazelon Kayıtları özellikle Trabzon’un sosyal ve siyasi tarihi açısından önemlidir. Trabzon Rum Devleti ve Osmanlı tarihçilerinin gözden kaçırdığı birçok boşluğu dolduruyorlar. Vazelon Kayıtları, Trabzon’da yaşayanların etnik ve sosyo-kültürel durumları hakkında da çok güzel bilgiler içermektedir ve 1927’de Rusya’da yayınlanmıştır. Kısacası nereden bakarsanız bakın Vazelon Kayıtları olmadan olmadan Trabzon tarihini tam ve doğru olarak yazmak mümkünse görünmüyor.

Vazelon Manastırı: Vaftizci Yahya’nın İkonu

Vazelon Manastırı’nın günümüze ulaşan en önemli ve değerli parçası manastırın adandığı Vaftizci Yahya’nın bir ikonudur. Bu ikonun Trabzon’dan Yunanistan’a gidiş hikayesini ailesi Vazelon Manastırı’nın olduğu bölgedeki bir köyden 1923 Mübadelesi ile Yunanistan Kozani’ye yerleşen ve ikonayı gören arkadaşımın Instagram’da bu konu hakkında paylaşımıma yaptığı yorumunu buraya koyuyorum:

“Büyükannem ve büyükbabam bu bölgede yaşıyordu, 1923’te manastır Pontus Rumlarının trajik kaderini izledi. Keşiş Dionysios Amarantidis, manastırdan ayrılırken Hagia Ioannis Prodromos’un ikonunu yanına alarak Serres’teki Hagia Triada Manastırına (Kutsal Teslis), Yunanistan’a getirdi ve 1970’e kadar Seres’te kalan ikon 1970 yılında, Kozani’de Trabzon’dan gelen ailemin yerleştiği Hagia Dimitrios köyündeki ve Vaftizci Yahya adına yapılan kiliseye yerleştirildi ve her yıl 24 Haziran’da Vaftizci Yahya onuruna köyde bir kutlama yapılır.”

1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesinden sonra 4 katlı manastırın içi de dışı da hazine avcıları tarafından delik deşik edilmiştir, turist ve ziyaretçi için manastırın içi tehlike arz ediyor. Vazelon Manastırı’nın restorasyonu turizm için önemlidir ama M.S. 270’den 1923’e kadar Trabzon’un tarihi içinde önemli bir yeri ve kültürel değeri olan bu binanın acilen restorasyona ihtiyacı var ve bu konuda konuşma değil icraat bekliyoruz, sadece Vazelon değil Kuşdul da aynı kaderi yaşıyor am Vazelon’un en azından dış duvarları büyük ölçü de ayakta. Manastırın dışında ki Elias Şapeli ne yazık ki kurtarılamayacak, geriye dönüşü olmayacak şekilde zarar görmüştür.

Vazelon Manastırı Sümela’nın Alternatifi Değildir

Vazleon Manastırı, Sümela ve Kuşdul gibi görkemli değildir ama Kuşdul neredeyse yok olduğu eski fotoğraflarında bir Kartal Yuvası gibi duran o ihtişamı da artık yoktur ve Vazelon Sümela’nın alternatifi değildir, Sümela ile kıyas edilemez olsa da ülkemiz ve Trabzon için çok büyük bir kültürel hazine ve başlı başına bir değerdir

Manastırın bir başka özelliği de Karadeniz kırsalında, özellikle Trabzon kırsalında eskiden yaygın olan mimarinin hem içinde ki katlarda hem dış duvarlarında çok açık bir şekilde belli olmasıdır, örneğin en üst katın ön cephesi dolgu sistemi ile yapılması, katın ön cephesinin tamamen yok olmasından belli oluyor.

Vazelon ne yazık ki yolu, ulaşımının eksikliği ve içerisinin insanlar için tehlikeli olması nedeniyle turist guruplarının ziyaretine uygun değildir, bireysel gidecekler manastırın girişinde orijinalinde ahşap merdiven olduğu için günümüze ulaşmamıştır ve hazine avcısı hırsızların duvardan açtığı geniş bir oyukla güçlükle içeri girilebiliyor ve çok dikkatli olmak gerekiyor.
Manastır’a Kiremitli ve Köprüyanı köylerinden ulaşım mümkündür ama küçük bir patika yolu da yürümek gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın geç olmadan Trabzon’un tarihine ve Osmanlı vatandaşları olan Pontus Rumlarının hatırasına yakışır bir şekilde harekete geçmesini ve Vazelon’u kurtarmasını temenni ediyorum, bu restorasyon Trabzon’un tarihine ve kentin hafızasına bir borçtur!

Trabzon’a kuş bakışı bakan manastır, Kızlar Manastırı!

YUNANİSTAN KİRA GARANTİLİ GOLDEN VİSA PROJESİ

Yunanistan Kira Garantili Golden Visa Programı Satılık Gayrimenkul

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu