Tarihte Bugün Ömer Seyfettin Doğdu

Ömer Seyfettin, Türk edebiyatının en önemli öykü yazarlarından biridir. 11 Mart 1884’te Balıkesir’in Gönen ilçesinde dünyaya gelen Seyfettin, özellikle Türk milli kimliğinin yeniden inşa yada daha doğru ifade ile tamir sürecine eserleriyle katkı sağladı. Modern Türk öykücülüğü kurucularından biri olan Ömer Seyfettin, sade dili ve milli kimliği vurgulayan anlatımıyla edebiyat dünyasında derin izler bıraktı.

Ömer Seyfettin ve Türk Milliyetçiliği
Seyfettin, Türkçülük düşüncesini benimsemiş ve eserlerinde Türk milletinin kimliğini ve bağımsızlığını ön plana çıkarmıştır. Osmanlı’nın son döneminde yazdığı hikâyelerde Türk milletinin tarihsel kahramanlıklarını, milli bilinç oluşturmayı ve vatan sevgisini konu edinmiştir. Balkan Savaşları sırasında orduya katılan Seyfettin, savaşın etkilerini birebir yaşamış ve bu deneyimlerini edebiyatına yansıtmıştır.
Edebiyat anlayışında sade dili savunan Ömer Seyfettin, Osmanlı Türkçesinin halkın anlayabileceği bir şekilde sadeleştirilmesini savunmuştur. Özellikle Genç Kalemler dergisindeki yazılarıyla Yeni Lisan hareketinin en önemli savunucularından biri olmuştur. Bu doğrultuda, Türkçeye gereksiz yabancı kelimelerin girmesine karşı çıkmış ve dilin halk arasında konuşulduğu gibi yazılması gerektiğini savunmuştur.
‘Diyet’ Hikâyesi
Ömer Seyfettin, kısa ama etkileyici hikâyeleriyle tanınır. Kaşağı, Pembe İncili Kaftan, Başını Vermeyen Şehit, Yalnız Efe, Bomba ve Diyet gibi eserleri, edebi mirasının en önemli parçalarındandır.
Özellikle “Diyet” hikâyesi, Osmanlı toplumunda adalet anlayışı ve bireysel fedakârlık temasını işler. Hikâyede, bir kasap çırağı olan Celal, yanlışlıkla bir müşterisini bıçakla yaralar. Mağdur kişinin tedavi masraflarını karşılaması beklenen Celal, bunu yapacak maddi güce sahip değildir. Bunun üzerine, kolunu kestirerek diyeti ödemeyi kabul eder. Bu olay, Osmanlı’da hukuk ve adalet kavramlarına dair çarpıcı bir anlatı sunarken, bireysel fedakârlığın da güçlü bir örneğini oluşturur.
Vefatı ve Mirası
1913 yılında orduyu bırakıp tamamen yazarlığa yönelen Ömer Seyfettin, Genç Kalemler dergisinde yazdığı yazılarla Türkçülük akımının en önemli edebi temsilcilerinden biri oldu. Ancak yaşamının son yıllarında ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele etti. 6 Mart 1920’de henüz 36 yaşında hayata veda etti.
Ölümünün ardından yaşananlar ise trajikti. Cenazesi sahipsiz kaldığı için tıp öğrencileri tarafından kadavra olarak kullanıldı. Ancak daha sonra edebiyat dünyasının çabalarıyla uygun bir şekilde defnedildi.
Türk Edebiyatındaki Yeri
Bugün, Ömer Seyfettin, Türk hikâyeciliğinin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Onun eserleri, sadece Türk milliyetçiliğini değil, aynı zamanda toplumsal eleştiriyi de içinde barındırır. Osmanlı Türkçesinin sadeleştirilmesi ve halkın rahatça okuyabileceği bir edebi dil oluşturma çabaları, günümüz Türk edebiyatında hâlâ büyük bir etkiye sahiptir.
Bugün, Ömer Seyfettin’in doğum yıl dönümünde, onun Türk edebiyatına katkılarını saygıyla anıyor ve eserlerini hatırlıyoruz.