Bedrettin Dalan: Türk kimliği olmasa dünya tarihi çöker

Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Ön Türk Akademisi'nin düzenlediği toplantıda Türk kimliği ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Ataköy’deki Tarık Akan Konferans salonunda düzenlenen etkinlikte İstek Vakfı ve Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan’ın konuşmasından satır başları şöyle;

Türk kimliği meselesi bir yerden sonra varlık yokluk meselesi

1962 yılında Almanya’ya öğrenci olarak gidiyordum. Trende Belgrad’da kompartımanda bir tane Filistinli çocuk vardı ama pasaportu yoktu bir belgesi vardı. O belgeyi onlar tanımadılar çocuğu indirdiler. Biz Almanya’ya devam ettik çocuk da Almanya’ya gidiyordu öğrenciydi.

O zamana kadar hani kimliğin ne olduğunu falan farkında değildik ama çocuk pasaportsuz aşağıya indirilince ben benim pasaporta hemen böyle bir sarıldım. Kimlik çok önemli, varlık yokluk meselesi.

Bugün de Gazze’de çekilen sıkıntıların büyük bir kısmı aynı konu. Kimlik konusu.

Türk kimliğine giriş yaptığımızda yani abartı değil dünyanın en mükemmel en en en eski kimliği olan Türk kimliğini o kadar son 150 200 yıl içinde ayaklar altına aldılar ki vallahi Türk olmasam dahi Alman bile olsam Japon da olsam İsyan ederdim bu kimliği ayaklar altına alanlara karşı.

Allah’a şükür ki Türküz ve derinliğine girdiğimiz zaman batılıların yazdıkları Türk kimlik ve tarihinin baştan sona yanlış bir yalan, abartılı, bir maksada uygun olarak yazıldığını, propaganda yapıldığını gördüm.

“Kendini Türk hisseden herkes derin araştırmalar yapmalı”

Bunlara karşı da gerçekten hep beraber sadece ben değil, kendini Türk hisseden herkesin Türk kimliği üzerine çok derin araştırmalar yapması gerektiğine inanıyorum.

Bizim üniversitede bir profesör vardı meşhur yani dünyaca meşhur antropolog ismini de vereyim Allah rahmet eylesin Bozkurt Güvenç. Türk kimliği diye bir kitap yazmış bana da getirdi okuttu.

Okudum, okuduğum zaman içinde Türk kimliği yok diyecek ama dili varmamış sonra o profesörü çağırdım eski de arkadaşımdı “Ya arkadaş sen bu kitapta neredeyse Türk yok diyecek hale getirmişin. Doktora teziymiş.

Nerede yazdın Türk Kimliği’ni dedim, verdiği cevap “Amerika’da”.

Peki Türk kimliğini Amerika’da mı aradın kardeşim. E ne yapayım dedi onlar finanse ettiler doktora tezini. Maksadı gördünüz mü?

Türk kimliği diye kitap yazmış adam yok diyor yani içinde Türk kimliği yok.

Aynı şekilde bizde gene bir şey vardı Türk Dili bölümünün başkanı adam da dünya çapında meşhur bir Türk Dil bilimcisi. Bana kitaplarından getirdi baktım okudum bütün dünyadaki Türk dillerinin Türki dillerin hepsini ayrı dil olarak kabul etmiş.

Her ikisini de okuldan gönderdim. Tabii bizim üniversite Türk Üniversitesi. Sizlerle beraber olmamız mümkün değil dedim. Sonradan baktım o Türk dilbilimcisi meşhur kökeni Gürcü çıktı. Şimdi adama soruyorum “Sen Azerbaycan Türkçesini nasıl oluyor da farklı bir dil olarak görüyorsun”

Yani gittiğim anda anlaşıyorum adamlarla. Bırak onu annemin dili Bayburt’ta annemin diliyle Azerbaycan’ın dili bir birbirine aynı.

Türk kültürünü yok farz eden ve birleşmemizi önleyen bir sürü kitaplar makaleler doktora tezleri yazıyorlar da yazıyorlar. Öyle bir yere götürdüler ki işi Türk Kürt hadisesine götürdüler.

Kesin olarak bir şey var ki Kürtlerin kökü de Türk. Gerçek yani hem kaya yazılarında var hem kültür birbirinin aynısı. Ama ne yazık ki şu anda kendi kardeşlerimiz de bizi tutuşturdular kimlik meselesi Kürt kimliği yarattılar.

Bizi birbirimize düşürüyorlar her konuda bu kimlik üzerinden yapılıyor hep bu işler.

9 Işık teorisini yazan Diyarbakırlı Ziya Gökalp kim? Kürt. 20 yaşına kadar Kürtçülük yapmış sonra derine inmiş bir bakmış ki ben Türküm demiş. Hatta çok üzülmüş kafaya bir tane de kurşun sıkmış intihara kalkmış sonra oturmuş Türkçülüğün esaslarını yazmış.

Anadolu’ya hakim olmadan dünya imparatorluğu olunmaz

Anadolu dünya coğrafyasının en önemli merkezi. Sadece İstanbul değil tüm Anadolu doğuyla batının kuzeyle güneyin birleştiği noktadayız. Buraya hakim olmadan dünya imparatorluğu kimse olamaz dünya İmparatorluğunu kurabilmek adına da batılılar hep bu topraklara göz diktiler.

Anadolu’ya son girişimiz olan 1071’den bu yana Allah’ın izniyle iki tarafı da sağlam tuttuk kimse bu toprakları bizim elimizden alamıyor. Alabilmelerinin mümkün olmadığını gördükten sonra batılı emperyal güçler Türkleri biz yenemeyiz ancak içinden yeneriz kurdu içeriye sokacağız bunu da neyle yapacağız kimliksizleştirme ile.

Biz bunu içeriden göçertiriz diye planlar yaptılar. Şu anda da bu planlar aynen yürüyor.

Artık batılılar bizimle silahla baş edemeyeceklerini anladıkları için kültür dezenformasyonu tarih dezenformasyonu üzerinde çok sıkı çalıştılar.

Buna karşı bizim yapmamız gereken şey kendi köklü tarihimizi kültürümüzü ayakta tutmak.

Kahramanlık olayı olarak değil bilimsel olarak makalelerimizi kitaplarımızı tarihimizi ortaya koymamız lazım.

Osmanlı’da Türk kimliği aşağılanıyordu. Etrak-ı bi idrak. Bu kadar aşağılanmış ötelenmiş yerlerde sürünen bir kimliği Atatürk alıyor Cumhuriyeti kurup Bir Türk Dünyaya Bedeldir Ne mutlu Türküm Diyene, En büyük servetim Türk olmamdır diyor ve Osmanlı’da ezilen itilen kakılan Türk, Cumhuriyetle beraber ayağa kalkıyor.

İlk dil Türkçedir

Sesli dil ne zaman çıktı? Max Planck Enstitüsü ne dedi 2 sene evvel. 9000 yıl önce Kazakistan Çin arasında ilk dil Türkçe ortaya çıkıyor. Hint Avrupa dillerinin de atası Türkçedir.

Peki bunu kim söylemişti ilk defa dünyada Atatürk Güneş Dil Teorisi. Adama güldüler bizim entel dantel batılılar güldüler ve Güneş Dil teorisi hayaldir uydurmadır dediler.

Ama Max Planck Enstitüsü dünyanın en saygın bilimsel araştırma grubu 300 bilim adamıyla araştırıyorlar.

Beyaz ırkın kökeni orta Asya’dır ama diyemiyorlar. Çünkü Türklerle akraba çıkacaklar o zaman.

Nerede ki insanoğlu yaşam savaşı vermeye başlar kafayı fazla çalıştırır işte Orta Asya’da kalan bu insanlar zamanla bir kültür oluşturuyorlar bu kültürün adı da Türk kültürü.

Zorluklardan ezile ezile dövüle dövüle çıkmış bir kültür. Şimdi bu kültürün temel özellikleri nedir? Dünyada ilk defa dili bulmuş bunlar. Ben söylemiyorum Alman araştırma grubu söylüyor.

Eskiden avcı toplayıcı olarak beraber yaşarken vücut dili kafi imiş amma velakin göçebelik başlayınca böyle beraber yaşam yerine dağın ötesindeki insanla bu tarafındaki insan nasıl haberleşebilir.

Ses uydurmuşlar sesin çıkışı bu göçebelikten dolayı mecburen ortaya çıkmış zor şartlardan dolayı. Şimdi dünyada ilk defa dil bulan bir millet olmuşuz başka o zor şartlarda kalkıp dağın tepesine çıkıyorlar.

Tekrar geri dönüyorlar güçleri yetmiyor o zaman hayvanları ehlileştirme hayvanları da o yolda kullanıyorlar. Yolda gıdaları lazım yolda nereden bulacaklar? Gıdaları önceden kokmayacak hale
getiriyorlar yoğurdu buluyorlar yoğurt yetmiyor süzme yoğurt yapıyorlar. O da yetmiyor yoğurdu böyle taş gibi yapıyorlar.

O taraflarda kurut denilen Yoğurt ta Orta Asya’dan gelen bir kültürün devamı. Atıyor suyun içine anında çorba oluyor. İç Anadolu’nun her yerinde var. Makarnayı yapıyorlar, yufkayı yapıyorlar, kurutulmuş eti pastırma yapıyorlar.

Yolda giderken atın ineğin öküzün gücü gene kafi gelmiyor tekerleği ve arabayı icat ediyorlar. Bişkek’te müzede milattan önce 12.000 yıl evvel yapılmış tekerlek ve araba
var.

Şimdi bu bazı tarihçilere göre tekerleğin bulunuşu medeniyetin başlangıcı diyorlar bazı tarihçilere göre işte demirin bulunuşu. Ergenokon destanı neyi anlatıyor bize demirin
bulunuşu. Demir dövülüyor ya o kadar önemli ki Türklerde demir.

Çocukların ismini Orta Asya Türkçesinde d harfi yoktur Temur koyuyorlar. Daha sonra karşı taraf demiri öğrenince bizimkiler bu sefer çeliği yapıyorlar.

Dünyada çocuklarına Çelik ve demir ismi koyan Türklerden başka bir millet var mı yok.

Demiri kızdırıp hayvanların sırtına basıyorlar tamgalar oluşuyor.

Şimdi bize diyorlar ki efendime söyleyeyim Atatürk Arapçayı kaldırdı Latin alfabesine geçti. Allah’ını severseniz internetten bakın tamgalara bir bakın Latin alfabesi acaba
nereden gitmiş.

Buz gibi eski runik dünyanın en eski alfabesi runik alfabesi.

Etrüskler kim Anadolu’dan gitmiş Türk kavmi. Bir kısmı da Türkistan’dan geldi diyor. Yine Türk.

25 sene evvel İtalyan antropologlar DNA testi yaptılar Etrüsk mezarlarını açtılar. Kemiklerdeki dna’lara baktılar Toroslarda da bir mezar açtılar birebir DNA’sı tuttu.

Ama komik tarafı kazıyı yapan işçinin de DNA’sı aynen uydu.

30 yıl kadar evvel Çin’deydim. Çin’de 20 yaşına gelince ancak bir insan okuma yazmayı doğru öğreniyor. Çinli Bilim kadını vardı bu alfabeyle dünyada öncü bir millet olamazsınız çünkü 20 yılınız alfabe öğrenmekle geçiyor boşuna biz 3 ayda çocuklarımıza bunu öğretiyoruz dedim.

Bu imkansız dedi. Bak dedim bizim alfabeyle sizin Çin seslerini de çıkarırız konuş bakalım Çince dedim. Kadın konuşuyor Çince ben de bizim alfabeyle yazıyorum bir sayfa bitti ondan sonra başladım o anlamını bilmiyorum ama sesleri aynen çıkarıyorum.

Yani böyle mükemmel bir alfabenin nesinden gocunuyorsun kardeşim.

Kanada’da bir konferansa gidiyordum Fransız başbakanıyla aynı yerde ikimiz konuşmacıyız. Ben Yunus Emre’nin Bir ben vardır bende benden içeri cümlesini tercüme ettirmeye çalıştım.

İngilizceyi o zaman Türkiye’de iyi bilen iki kişi vardı birisi Cevat Çapan dünyada Shakespeare’i yorumlayan üç kişiden birisi. İkisine de rica ettim bunu tercüme edin edemediler.

Söyleyebilirsin ama anlam çıkmıyor. Böylesine 800 yıl evvel Bir ben vardır Bende benden içeri diyen diyebilen bir dilimiz var.

Türk kimliğini yok etmek için Türk tarihini, Türk dilini, Türk kültürünü her şeyle bir şekilde yok etmeye çalışıyorlar. Çünkü en kolay yer kimliği kaybettiğin zaman milleti yok edersin.

Onun için bu kimlik dünya tarihinde olmasa dünya tarihi çöker. Yani şovenizm falan yapmıyorum ırkçı Türkçü de değilim. Atatürk’ün tarif ettiği birleştirici bir Türkçülükten bahsediyorum aslında.

Hiçbir millet böyle yüzde 100 olarak ari bir ırkçılık iddia edemez. Dünyada insanlar hep karıştılar ama geriye bir şey kaldı; Kültür.

Şimdi bütün mesele Anadolu’da bu Türk kültürünü yok edip Anadolu’yu kültürel olarak fethedip istedikleri gibi dünya İmparatorluğunu devam ettirmek isteyen batılı emperyalizm var.

Var ama sökmez. Ben bizim üniversiteyi kurarken bir profesör arkadaşım vardı Allah rahmet eylesin çok iyi arkadaşımdı mimar.

Bana dedi ki senin üniversiteyi ben yapayım çizeyim. Dedim ya sen çizemezsin niye dedi ben kampüs yapmayacağım ben Türklerin Orta Çağ’da kurdukları külliye yapacağım.

Türk kültürü mimari de çok önemli bir kültür bedava yapacağım dedi üstüne para versen yaptırmayacağım kendim yapacağım dedim.

Yeditepe Üniversitesi 1200 yaşında

4 sene sonra Stanford Üniversitesi’nden bir heyet geldi 30 kişilik. Çok beğendiler bu üniversite kaç yıllık dedi profesörün birisi. 1200 yaşında dedim ama çok yeni binalar dedi.

Dedim yok Sayın Profesör biz Türkler 1200 sene evvel sizin kıta yokken üniversite kurmuştuk onun devamı bu dedim, onun için 1200 yaşında dedim.

Adam böyle havalıydı birdenbire havası sönüverdi. Sonra oylama yaptılar bizim üniversiteyi Stanford’dan daha güzel daha iyi buldular.

TÜRK KİMLİĞİ - Bedrettin DALAN

Exit mobile version