Kültür

1964 Rum Sürgünü’nün 60. Yılında Sürgünü ve Rumları Hatırlamak!

NationalTurk yorumcusu Metin Yılmaz'ın bu haftaki "1964 Rum Sürgünü'nün 60. Yılında Sürgünü ve Rumları Hatırlamak!" başlıklı yazısı;

WTS ile Maldiv Fırsatı

Bir süre önce Fener Maraşlı Rum Okulunda İstos Yayınevi ve Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği gün boyu süren 60. Yılında 1964 Sürgünleri ve İstanbullu Rumlar’ başlıklı bir konferanstaydım ve duygu ve düşüncelerimi NationalTurk için kaleme aldım.

Herşeyden önce İstos’a, Hrant Dink Vakfına ve akademisyen İlay Örs başta olmak üzere bütün konuşmacılara çok teşekkür ederim, bilgileri ile kimi zaman duygulandım, kimi zaman düşündüm, kimi zaman tebessüm ettim.

rum surgunu 3

Rumlar İstanbul için ‘Poli’, 6-7 Eylül 1955 Pogromı için ‘Septemvriana’ 1964 Rum Sürgünü içinde kovulma, sürgün ve sürülme anlamına gelen ‘Apelassis’ sözünü kullanır.

‘Septemvriana’ 6 – 7 Eylül 1955 Olaylarını hemen hemen herkes biliyor ama 1964 Rum Sürgünü ‘Apelassis’ ve İstanbul Rumlarının sehirle olan güçlü bağının en ayrıcalıklı sözcüğü İstanbulluk yani ‘Polites’ pek konuşulmuş değil.

Poli sadece İstanbul anlamındaki Konstantinapoli’nin kısaltması değildir, aynı zamanda şehir anlamındadır ve sonu ‘poli, polis’ ile biten diğer şehirler için kullanılmaz ve İstanbul’u anlamında olduğunu bütün Rumlar ve Yunanlar bilir ve bu İstanbul için çok ayrıcalıklı bir durumdur çünkü İstanbul bütün dünyadaki Rumlar için haala en önemli şehirdir.

İstanbullu Rumlar şehirleriyle gurur duyar ve kendilerine ‘Polites’ derler. Bugün de Yunanistan’da ‘Polites’ diye tanınırlar. ‘Polites’ hem İstanbullu demektir hem de şehirli, uygar, sofistike gibi anlamlar çağrıştırması ile ayrıcalıklı bir kimliğin de işaretidir.

Peki Politeslere ne oldu da bugün İstanbul ve Türkiye bu kadim halkından arındırıldı?

Sorununun sayısız cevabı ve uzun uzun konusu var ve ben bunlara girmeyip bu yıl 60. Yılı olan 1964 Rum Sürgününü bugün aldığım. notlardanda faydalanarak kısaca değineceğim

Her şey 16 Mart 1964 tarihinde İnönü Hükümeti’nin Atatürk’ün ve Venizelos’la 30 Ekim 1930’da yaptığı ‘İkâmet, Ticaret ve Seyrisefain Mukavelenamesi’ni tek taraflı olarak feshetmesiyle başladı.

Bu fesih kararıyla İnönü hükümeti uygulamayı hemen devreye soktu ve ‘zararlı faaliyet’ sürdürdüğünü öne sürdüğü aralarında iki metropolitinde bulunduğu 997 Rumu vatandaşlıktan çıkarılarak derhal sınırdışı edildi.
Uygulamadan mağdur olanların arasında 12. 724 Yunanistan vatandaşı Rum vardı.

Bu Rumlar Yunanistan’dan gelmiş değillerdi, İstanbul’u kurmuş, en az dört bin yıldır burada yaşayanların çocuklarıydılar, yani hakiki İstanbulluydular.

Sadece uyruklukları Yunan idi.

Toplam 7. 603 kişi, ikamet süreleri uzatılmadığı için ülkeyi terke zorlandı.

Sürgün kararından, Yunan uyruğu olan Levantenler ve Yahudiler de nasibini aldı.

2 Kasım 1964 günü bir Gizli Kararname çıkarıldı. Buna tabi olan kişilerin taşınmazları üzerindeki her türlü tapu işlemi durduruldu ve gelirleri bloke edildi.

Bu bloke 1988’de Turgut Özal tarafından kaldırıldı.

2 milyar dolar değerinde 902 adet gayimenkule el kondu.

1964 Sürgünleri sonucunda yaklaşık 12. 000 Yunan vatandaşı Rum ile birlikte onların yakın akrabası olan 30. 000 Türk vatandaşı Rum da İstanbul’dan ayrıldı. Yanlarında sadece kişisel eşya olarak 20 kiloluk birer valiz ve 20 dolar götürmelerine izin verildi.

Lozan Barış Antlaşması 38. Maddeye göre “Türk hükümeti, Türkiye’de oturan herkesin milliyet ayrımı gözetilmeksizin özgürlüklerini korumakla yükümlüdür” imzasını Türkiye bizzat çiğneyerek Kıbrıs Olaylarını bahane ederek İstanbullu Rumlara çok büyük bir darbe vurarak şehrin kadim halkını şehirden sürmüştür.

Sürgün için Kıbrıs bahaneydi zira 1957’de 30 Bin Rumu İstanbul’dan kovacaklarını dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar Türkiye’nin NATO temsilcisi aracılığıyla NATO’ya bildirdiğini Yasssıada Duruşmalarının gizli oturumunu kitap haline getiren Prof. Emine Gürsoy Naskali’den öğreniyoruz ve Emine Hanım Celal Bayar’ın torunudur.

1957’de Celal Bayar’ın bilgilendirmesinden anlaşılacağı gibi Rum Sürgünü belli ki Atatürk’ün ölümünden sonra plana girdi, zira 1942 Varlık Vergisi, 6-7 Eylül 1955 Olayları ve 1964 Rum Sürgünü öyle tesadüf olamaz ve Atatürk’ün Yunanistan ile kurduğu barışı yıkmak için herkes elinden geleni yapıp acısını İstanbullu Rumlara ve İstanbul’a çektirmiş.

Konferansın sonunda gösterilen Rum Sürgününü anlatan ‘Bir Tutam Baharat’ adlı filmin oyuncularını ayrıca tebrik ediyorum, hüzünlendiriyor, güldürüyor ve düşündürüyor.

Nerede olursa olsunlar Polites’lere sevgilerimi gönderiyor, savaştığı Yunanistan’la barış yaparak Türkiye Cumhuriyeti’nin yörüngesini Yurtta Sulh, Cihanda Sulh diyerek gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyorum ve Atatürk’ü ağızlarından düşürmeyip ama yolundan da gitmeyip Atatürk’ün Venizelos ile yaptığı anlaşmayı yırtıp atarak Rumsuz bir İstanbul yaratanları da tarihe havale ediyorum!

Metin Yılmaz – NationalTurk

Yunanistan Golden

NationalTurk

NationalTurk gazetesi, yazarları ve yorumcuları en doğru ve tarafsız olarak gündeme dair en önemli haberleri size ulaştırır. NationalTurk | Objektif | Bağımsız | Farklı

Bir yanıt yazın

Maldivler Turu
Başa dön tuşu