Naci Görür Ahmet Ercan ve Şener Üşümezsoy’a Sert Çıktı
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul depreminin 2045'ten sonra olacağını söyleyen Övgün Ahmet Ercan ve depremin 6.5 büyüklüğünde olacağını iddia eden Şener Üşümezsoy'u eleştirdi.
Candaş Tolga Işık’ın sunduğu Az Önce Konuştum programında canlı yayına katılan Prof. Dr. Naci Görür meslektaşlarını sert sözlerle eleştirdi.
Kahramanmaraş depremlerinin ardından gözler beklenen büyük İstanbul depremine çevrilmişken yıllardır İstanbul’u uyaran ve meydana gelecek depremin büyüklüğünün 7’nin üzerinde olacağını söyleyen Naci Görür, Işık’ın programında önemli açıklamalar yaptı.
Candaş Tolga Işık’ın isim vermeden Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın İstanbul depreminin 2045’e kadar olmayacağı yönündeki iddiasını hatırlatması üzerine Naci Görür şunları söyledi:
“2045’e kadar olmayacak diyor. Parsons bu hesabı (1999’dan itibaren 30 yıl içinde yüzde 62 ihtimalle İstanbul’da deprem olacak) yaptığı zaman bunu bilimsel yöntemlere göre yapıyor. Parsons diyor ki artı eksi 15 yıl olabilir. 2029’un üzerine 15 koyarsan 2044-2045 yapar. Güya onu söyleyerek farklı bir şey söylemiş gibi oluyor. Hadi 2070 diyelim. Biz bu durumda bırakın keyfinize bakın mı diyeceğiz. 2070’lerde ölecek insanlar benim evlatlarım torunlarım, bu ülkenin çocukları değil mi? Neyin peşindesiniz? Bunu söylerken ne yapmaya çalışıyorsunuz gerçekten merak ediyorum.
Deprem bu ülkenin en temel sorunu. Beka meselesi bu. Neyin peşindesiniz olacak mı olmayacak mı? Eğer olacaksa bırak 40’ı, 50’yi, 60’ı. Halk jeologmuş gibi anlaşılmaz şeyler söylemek yerine deprem gerçeğini vurgulayıp gelin bir daha depremden yıkılmayacak deprem dirençli yaşam alanları yapalım diye halka anlatın, aydınlatın.
Naci Görür, Işık’ın yine isim vermeden Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un Marmara Denizindeki depremin en fazla 6.5 büyüklüğünde olacak şeklindeki görüşünü sorması üzerine de şu ifadeleri kullandı:
“Böyle bir veri uluslararası literatürde yok. Bilim dünyasında yazarak çizerek evrensel bilim camiasına sunmayan, atıf almayan, başvuru almayan, kimsenin bilmediği bir arkadaşımızın kendinden menkul söylemi.
Böyle önemli şeyler söyleyeceksen ve akademik tartışma açacaksan onun yeri medya da değil halk da. Böyle önemli bir bulgun varsa akademik dünyaya git, saygın dergilerde yaz çiz. Konferanslarda anlat, bilim dünyasıyla tartış. Bu yazılsın çizilsin sana referans verilsin.”