Yavuz Ataç: Alaaddin Çakıcı’yla amirlerim tanıştırdı
Alaaddin Çakıcı’ya, ‘devlete ait dosya’ muamelesi yaptıklarını söyleyen Yavuz Ataç, kendi görevini de “O’nun yabancı ülkelerin eline geçmesini önlemekö olarak açıkladı
“Türkbank İhalesi Davası”nın sanıkları arasında yeralan MİT eski görevlisi Yavuz Ataç, 1987’de de ’emir – komuta zinciri’ içinde görevi gereği ve amirleri eşliğinde Alaattin Çakıcı ile tanıştırıldığını söyledi.
Devlete ait bazı bilgilere sahip kişinin, ‘devlete ait bir dosya’ gibi olduğunu belirten Ataç, “Teknik yönden benim görevim, Çakıcı’nın yabancı ülke eline geçmesini engellemekti” dedi.
İstanbul 6 No’lu DGM’deki davanın dördüncü duruşmasında ilk kez yargıç karşısına çıkan Ataç, Mahkeme Başkanı Sedat Karagül’ün, ‘Neden Çakıcı sizin için Ankara’da bazı görevlilere baskı yapma ihtiyacı duydu?’ yönündeki sorusuna, “Ben ne yaptığını çok iyi bilen bir insanım.
Ne yazık ki benim değerimi ilgililer değil, Alaattin Çakıcı gördü. Kendisine herhangi bir yardımda bulunmadım. Yer değiştirmesi için de herhangi bir şifreli mesaj göndermedim” karşılığını verdi.
Yavuz Ataç, Karagül’ün ‘Cürüm işlemek amacıyla oluşturulan teşekküle yardım ettiğiniz iddia ediliyor. Bu konuda ne diyorsunuz?’ şeklindeki sorusunu da şöyle cevaplandırdı:
“İddianamede bana yöneltilen dört suçtan ilkini ‘Görev ilişkisi bittiği halde Alaaddin Çakıcı ile ilişkisini devam ettirmekti. Oysa Çakıcı ile görev ilişkim bitmemişti.”
Çin’de görevliyken Ankara’da önemli bir mevkiye atanması konusunda Çakıcı’nın bir çaba içine girdiğini kaydeden Ataç, “Benim buna ihtiyacım yok. Bu, o kişinin kendi inisiyatifiyle yaptığı bir girişimdir. Benim Ankara’da ne kadar faydalı görev yaptığımı Çakıcı düşünmüş ve beni o göreve geri getirmek istemiştir. Devletin düşünemediğini Çakıcı düşünmüştür” diye konuştu.
Teşkilata 1983’te katıldığını belirten Ataç, 1987’de de ’emir – komuta zinciri’ içinde görevi gereği ve amirleri eşliğinde Alaattin Çakıcı ile tanıştırıldığını ifade etti.
Alaaddin Çakıcı’nın arandığını bildiğini, ancak Kırmızı Bülten gibi teknik unsurlardan haberi olmadığını ifade eden Ataç, “O’nu ikna ederek teslim olmasını sağlayan kişi de benim” dedi.
Başkan Karagül’ün ‘Çakıcı, Erol Evcil ve sizin aranızda geçen üçlü bir telefon görüşmesinden bahsediliyor. Sizin bu görüşmede Çakıcı’ya yer değiştirmesini söylediğiniz ileri sürülüyor. Böyle bir şifreli görüşme var mıydı?’ sorusuna Ataç, “Bizim bu görüşmede söylediklerimizin Türk emniyetinin yaptığı operasyonla ilgisi yoktur. O tarihlerde Çakıcı’nın yabancı ülke gizli servisleri tarafından kontrol altına alınması söz konusuydu. Görüşme onunla ilgilidir” yanıtını verdi.
Sanıkları tanımıyorum
İstanbul 6 No’lu DGM’deki dünkü duruşmaya, Ataç’ın yanı sıra işadamları Korkmaz Yiğit, Hayyam Garipoğlu katılırken, diğer tutuksuz sanıklar Emin Cankurtaran, Mehmet Kocabaş, Duran Akbulut, Aydoğan Semizer ve Atilla Yıldırım gelmedi. Ataç, davada yer alan sanıklardan hiçbirini tanımadığını, Türkbank ihalesiyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi.
Duruşmada ayrıca işadamları Behruz Çinici, Zeynel Abidin Erdem, Jefi Kamhi, Mehmet Nazif Zorlu ve Erdoğan Demirören tanık olarak dinlendi.
Mahkeme heyeti, MİT eski görevlisi Ataç’ın duruşmadan vareste tutulmasına ve işadamı Erol Aksoy’un da tanık olarak dinlenmesine karar verdi.
Yiğit’ten Yılmaz’a 10 milyar
Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kanal 6 ve Kanal E televizyonlarında yayınlanan açıklamalarında gerçekdışı beyanlarda bulunarak ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz‘ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle, işadamı Korkmaz Yiğit’i 10 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Davacı Yılmaz’ın, davalı Yiğit aleyhine açtığı davanın dünkü karar duruşmasına taraf avukatları katıldılar. Yılmaz’ın avukatı Erden Arısoy, delillerin toplandığını ifade ederek, davalı Yiğit’in manevi tazminata mahkum edilmesini istedi.
Yiğit’in avukatı Bülent Süren ise eski savunmalarını tekrarladığını belirterek, Türkbank ihalesiyle ilgili İstanbul DGM’de görülen davanın sonucunun beklenmesini talep etti.13
Yargıç Musa Tekin, 10 milyar lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yüzde 50 faizle davalı Yiğit’ten alınarak Yılmaz’a verilmesine karar verildiğini bildirdi.
Devlet eski Bakanı Güneş Taner de Yiğit’in açıklamalarını yayınlayan Kanal E televizyonundan 2.5 milyar lira tazminat kazandı.
Yavuz Ataç Kimdir
Yavuz Ataç , Milli İstihbarat Teşkilatı’nda (MİT) eski bir Türk istihbarat yetkilisidir ve en çok Alaattin Çakıcı ile olan ilişkisi ile tanınır . MİT Dış Operasyonlar eski başkanı, 24 Ekim 1997’de Pekin’e “sürgüne gönderildi” ve Ağustos 1998’de geri çağrıldı. Çakıcı’ya kırmızı para verdiği anlaşılınca kısa bir süre sonra istifa etmek zorunda kaldı.
Hürriyet Gazetesi’nden Sedat Ergin’in haberine göre , “Çakıcı’yı MİT’e ‘görevlendiren’ ve onun ‘bağlantı’ görevini yürüten kişinin Ataç olduğu Ankara’da açık bir sırdı… Hükümete yakın kaynaklara göre, soruşturma sırasında Geçmişte yapılan bir soruşturmada Ataç, Çakıcı’nın Fransa’daki Ermeni militan örgütü ASALA’ya yönelik bazı faaliyetlerde kullanıldığı sırada, 1980’lerin başında MİT’in Çakıcı’ya ilk kırmızı pasaportu verdiğini itiraf etmişti.”
Yavuz Ataç, 2000 yılında bir meclis komisyonuna Çakıcı’nın MİT’te görev yaptığını ve kendisine karşı sorumlu olduğunu doğruladı.
Ataç, 24 Ekim 1997’de Pekin’e “sürgüne gönderildi” . Alaadin Çakıcı ile işadamı Erol Evcil arasındaki tartışmalarda , Ataç’ın MİT’te daha yüksek bir pozisyona – muhtemelen eski görevi olan Dış Operasyonlar Başkanı olarak atanması gerektiği açıkça ortaya çıktı.
Alaattin Çakıcı , Ağustos 1998’de , Pekin’deki Türkiye Büyükelçiliği’nde Ataç tarafından verilen kırmızı bir “devlet memuru” pasaportu taşırken Fransa’da yakalandı . Ataç kısa bir süre sonra Ankara’ya geri çağrıldı.
Yavuz Ataç, pasaportu Malezya’da Alaaddin Çakıcı’ya teslim ettirdiğini söyledi.
Yavuz Ataç da Çakıcı ile konuşmuş ve yakalanmaması için ona yardım etmeye çalışmıştı.
Bu olayların kamuoyuna yansımasının ardından Mehmet Eymür’ün eşi basına yaptığı açıklamada, MİT müsteşarı Senkal Atasagun’un Çakıcı’yı Ataç ile birlikte operasyon yapmak üzere yurt dışına gönderdiğini söyledi. Ayrıca, Mehmet Eymur Yavuz Ataç’ın yeraltı dünyasıyla ilişkisi nedeniyle MİT’ten ihraç edilmesini defalarca talep etti. Yavuz Ataç, Çakıcı’ya sürekli bilgi veren MİT suç dünyasının bir temsilcisidir.”
Çakıcı’nın, Ataç’ı Çin’den iade etmemesi ve MİT başkanlığına atamaması halinde Başbakan’ı tehdit ettiği iddia edildi.
“Mehmet Cemal Kulaksızoğlu’nun Akın Birdal suikast girişiminin beyni olduğu ve yasadışı Türk İntikam Tugayı’nın yeniden canlandırılması için faaliyetlerde bulunduğu biliniyor.(BAŞTANKARA). Akın Birdal suikast girişimine karışan çete liderlerinden Semih Tufan Gülaltay, duruşmada, Kulaksızoğlu’nun Yavuz Ataç adlı bir MİT mensubu ile yakın işbirliğini sürdürdüğünü ifade etti.
Gülaltay, “Kulaksızoğlu, Yavuz Ataç’ı ziyaret etmek için sık sık Pekin’e gitti” dedi. Bir diğer kaçak Oya Kaya da polise erkek arkadaşı Kulaksızoğlu’nun Ataç’a o kadar sadık olduğunu ve Ataç isterse kendi çocuklarını öldürmekten çekinmeyeceğini söyledi.”
Hanifi Avcı’nın ifadelerine göre. Nurullah Tevfik Agansoy’un kaçışını MİT görevlisi Yavuz Ataç organize etti.
2010 yılında Ataç, Hanefi Avcı’nın davasında, Avcı’nın diğerlerinin yanı sıra Ataç’ı dinlediği için ifade verdi. 2011’de, Susurluk skandalı da dahil olmak üzere 1990’lardaki yargısız infazları araştıran bir savcıya ifade verdi .