Hayali ihracatın babası’ olarak tanınan, bu suçtan tutukluyken 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a başbakanlığı döneminde mektup yazarak, ‘Af çıkarın, yoksa her şeyi açıklarım’ tehdidini savuran Ertan Sert, aynı suçtan 11 yıl sonra 11 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
1987’de Fransa’ya hayali ihracatta bulunarak devletten haksız vergi iadesi almakla suçlanan sanık Sert’le birlikte kızkardeşi Seyhan Sert ve 3 arkadaşı da aynı cezayı aldı. Hayali ihracattan sabıkalı Sert’in, Başbakan Mesut Yılmaz’ın yumruklanması olayını araştırmak ve Susurluk’a alternatif rapor hazırlamak amacıyla Macaristan’a giden DYP heyetini karşıladığı da öne sürülmüştü.
Ertan Sert’in Davası 11 yıl sonra sonuçlandı
Ertan Sert kardeşi Seyhan Sert, arkadaşları Nihat İbrahimoğlu, Fethi Namlıoğlu ve Önder Kaymak’la hayali ihracat yaparak devletten haksız vergi iadesi almak suçundan İstanbul 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Dava mahkemeler arasındaki uyuşmazlıklar yüzünden 11 yıl sonra sonuçlandı
Sanıklar hakkındaki dava 29 Kasım 1990 tarihinde İstanbul 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde açıldı. Özel evrakta sahtecilikten yargılanan sanıkların dosyası gümrük beyannamelerinin resmi nitelik taşıdığı gerekçesiyle TCK 342 uyarınca yargılama için görevsizlikle 30 Nisan 1991’de 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Bu mahkeme de dosyayı suçun kaçakçılık olduğu gerekçesiyle 20 Mayıs 1991’de 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi aynı dosyayı bu kez sahtecilikten açılan davanın sonuçlanmasından sonra kaçakçılıktan ihbarla yetinilmesi görüşüyle tekrar 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. İki mahkeme arasındaki uyuşmazlık üzerine dosya Yargıtay 10’uncu Ceza Dairesi’ne gönderildi. Daire 28 Nisan 1992’de davaya faturada sahteciliğin kaçakçılık amaçlı olduğu gerekçesiyle 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin bakmasını kararlaştırdı.
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay Ceza Dairesi’nin kararına rağmen dosya hakkında bir kez daha görevsizlik kararı verdi, suçun devletin güvenliğini ilgilendirdiği gerekçesiyle İstanbul DGM’yi işaret etti. Dosya bir kez daha Yargıtay 10’uncu Ceza Dairesi’ne gitti. Daire’nin önceki kararında ısrar edip dosyayı yeniden 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderme kararı aldığı 5 Nisan 1993’te aradan 2 yıl geçmiş, Sert grubunun yargılaması hâlâ başlamamıştı. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılaması da 4 yıl sürdü.
27 ayrı gümrük beyannamesinin sahte olduğunu tesbit edildi
Mahkemenin atadığı bilirkişi, maddi ve fikri dayanışma içinde hayali ihracatla suçlanan Sert ve grubunca düzenlenen 27 ayrı gümrük beyannamesinin sahte olduğunu tesbit etti. Savcının da görüşü doğrultusunda mahkeme sanıkları suçlu buldu. Sanıkların 12 Ağustos 1987 yılında Lonca A.Ş.’ni kurdukları, düzenledikleri sahte gümrük beyannameleriyle Fransa’ya mal ihraç etmiş gibi gösterdikleri fakat bu ülkeyle kurulan diyalog sonunda gerçekte bir ihracatın yapılmadığı, bu yolla devletten haksız vergi iadesi alındığı ortaya çıktı.
Ertan Sert Turgut Özal’ı mektupla tehdit etmişti
Ertan Sert’in ismi ilk kez 1986 yılında Marmaris limanından gerçekleştirilen 55 milyon dolarlık hayali ihracat olayında gündeme geldi. Başak şirketler topluluğunun sahibi Sert, İzmir DGM’de bu suçtan yargılandı ve 1988 yılında teslim oldu. 3 yıl tutuklu kalan Sert 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldıktan sonra şartlı tahliyeden yararlandı.
Sinema oyuncusu Perihan Savaş’ın eniştesi olan, 1980’li yıllarda Beşiktaş yöneticiliği yapan Ertan Sert bu dönemde Özal ailesi başta olmak üzere üst düzey bürokratlarla yakın ilişkiye girdi. Sert İzmir DGM’deki yargılama sırasında söz alıp ‘‘Hayali ihracatı siyasi iktidar teşvik etti.
Yapılan ihracatın yüzde 30-50’si hayali’’ sözleriyle dikkatleri üzerine çekti. Dönemin başbakanı 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a yazdığı ortaya çıkan mektup bomba etkisi yarattı. Sert bu mektupta hayali ihracat sanıklarına af istedi ‘‘Af çıkarın. Yoksa her şeyi açıklarım’’ tehdidini savurdu.
Bir süre sonra hayali ihracat suçlarında hapis yerine para cezası öngören yasa değişikliği gündeme geldi. Bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı.