Büyük Önder Atatürk’ün Ebediyete İntikalinin 86. Yılında Minnetle Anıyoruz
"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen, Türk milletini esaretten kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının üzerinden tam 86 yıl geçti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bundan 86 yıl önce, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrıldı. Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine öncülük eden Atatürk, askeri dehası ve devrimleriyle dünya tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Bu özel günde onu bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.
Atatürk’ün Hayatının Dönüm Noktaları: Selanik’te Başlayan Bir Liderlik Serüveni
Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Annesi Zübeyde Hanım’ın isteğiyle eğitim hayatına geleneksel mahalle mektebinde başlayan Atatürk, babası Ali Rıza Efendi’nin yönlendirmesiyle Şemsi Efendi Mektebi’nde eğitimini sürdürdü. Çocuk yaşlarda gösterdiği üstün yetenekleri sayesinde kısa sürede dikkat çeken Mustafa, bu dönemden itibaren hep daha fazlasını başarmaya odaklandı.
Ortaokulda kendi isteğiyle Selanik Askeri Rüştiyesi’ne geçiş yaparak askeri eğitime yöneldi. Burada matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi, onu diğer arkadaşlarından ayırmak için “Kemal” adını verdi. Böylece “Mustafa Kemal” olarak anılmaya başlayan genç lider, Manastır Askeri İdadisi’nde eğitimine devam etti. 1899’da İstanbul’a gelerek Harp Okulu’na başlayan Mustafa Kemal, 1905’te Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldu.
Cepheden Cepheye: Bir Vatanseverin Mücadelesi
Atatürk, mezuniyetinin ardından Osmanlı’nın çalkantılı döneminde kritik görevlerde yer aldı. 1905’te Şam’daki 5. Ordu emrine atanarak görevine başlayan Mustafa Kemal, burada gösterdiği başarılarıyla üstün hizmet madalyaları aldı. 1911’de İtalya’nın Trablusgarp’ı işgal etmesi üzerine gönüllü olarak cepheye giden Atatürk, burada Türk kuvvetlerini başarıyla yönetti. Trablusgarp’taki başarısı, onu Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde lider konumuna taşıdı. Çanakkale’deki efsanevi savunmasıyla “Anafartalar Kahramanı” unvanını kazandı.
Conkbayırı’nda Hayatı Cebindeki Saat Kurtardı
1915 yılında Çanakkale Cephesi’nde Conkbayırı’ndaki çatışmalarda göğsüne isabet eden bir şarapnel parçası, cebindeki saati sayesinde hayatına mal olmadı. Bu küçük ama anlamlı ayrıntı, onun ileriye dönük büyük bir liderlik sergilemesine vesile oldu. Atatürk, Çanakkale Zaferi’nin ardından doğu cephesinde görevlendirildi ve burada Bitlis ve Muş’u düşman işgalinden kurtardı.
Milli Mücadelenin Lideri: Bir Ülkenin Kaderini Değiştiren Yolculuk
Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İstanbul’a döndüğünde, Osmanlı Devleti’nin işgal güçlerine karşı mücadelesini sürdürmesi gerektiğini savundu. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatan Atatürk, Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas kongreleriyle bağımsızlık yolunda adım adım ilerledi. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla bağımsızlık mücadelesine yeni bir ivme kazandırdı.
Atatürk, “Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır!” sözleriyle Sakarya Meydan Muharebesi’nde Türk ordusuna unutulmaz bir zafer kazandırdı. Bu zaferden sonra Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını aldı. 26 Ağustos 1922’de başlattığı Büyük Taarruz ile düşmanı Anadolu’dan tamamen çıkararak Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandırdı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu ve Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle Türkiye, yeni bir döneme adım attı ve Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhuriyet’in ilanının ardından gerçekleştirdiği devrimlerle modern bir Türkiye’nin temellerini attı. Harf İnkılabı, kılık-kıyafet değişiklikleri, kadınlara verilen haklar ve eğitimde yapılan yeniliklerle Atatürk, çağdaş bir toplum yaratmak için yorulmadan çalıştı.
Atatürk’ün önderliğinde yapılan devrimler, Türkiye’yi modern dünyayla buluşturdu ve milletin bağımsızlığını sürdürebilmesi için sağlam temeller oluşturuldu. 1934 yılında kendisine “Atatürk” soyadı verildi ve bu soyadının başkası tarafından kullanılması yasaklandı.
“Benim Naçiz Vücudum Elbet Bir Gün Toprak Olacaktır”
Atatürk, ömrünün son yıllarında yoğun bir çalışma temposu içerisindeydi. Türk milletinin ve ülkesinin bağımsızlığını sağlama almak için attığı her adımda büyük bir inanç ve kararlılık gösterdi. Ancak 10 Kasım 1938’de, saat 09.05’te Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu. Atatürk’ün vefatı, yalnızca Türk milletinde değil, tüm dünyada büyük bir üzüntüyle karşılandı.
Atatürk’ün naaşı, 21 Kasım 1938’de Ankara’da büyük bir törenle Etnografya Müzesi’ne yerleştirildi. 1953’te ise ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’e taşındı. Anıtkabir, bugün de Türk milletinin ona olan sevgi, saygı ve minnettarlığını gösteren bir anıt olarak ülkemizin kalbinde yer alıyor.
Atatürk’ün Türkiye ve Dünya Tarihindeki Önemi
Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca Türk milletini bağımsızlığa kavuşturan bir lider değil, aynı zamanda gerçekleştirdiği devrimlerle Türkiye’nin çağdaş dünyaya entegre olmasını sağlayan bir devlet adamıydı. Türkiye’nin egemen ve bağımsız bir devlet olarak tanınmasını sağlayan Lozan Barış Antlaşması, onun liderliğinde kazanılan askeri ve siyasi başarıların sonucuydu.
Atatürk’ün mirası, sadece Türkiye Cumhuriyeti’nde değil, tüm dünyada bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren milletlere ilham kaynağı oldu. “Yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışıyla dünya barışına verdiği önem, onun evrensel bir lider olarak anılmasını sağladı.
Atatürk’ün Hatırası Her Yıl 10 Kasım’da Anılıyor
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 86. ölüm yıl dönümünde, Türk milleti onu bir kez daha minnet ve özlemle anıyor. Cumhuriyet ve bağımsızlık mücadelesinde gösterdiği cesaret ve kararlılık, bugün Türkiye’nin temel değerlerini oluşturuyor. Her 10 Kasım’da saat 09.05’te saygı duruşu ve çeşitli etkinliklerle anılan Atatürk, Türkiye’nin özgür ve bağımsız bir ülke olarak geleceğe güvenle bakmasını sağlayan en önemli sembol olarak hatırlanmaya devam ediyor.
Atatürk’ün vizyonu, fikirleri ve devrimleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşaması için Türk milletine rehber olmaya devam edecek. “Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyerek milletine ve Cumhuriyete duyduğu sonsuz güveni dile getiren Atatürk, Türk milletinin kalbinde sonsuza dek yaşamaya devam edecek.
Turizm Tatil Seyahat öneriyor: Selanik Turu: Tarih, Kültür ve Atatürk Evi Ziyareti