Türkiye, bir 19 Mayıs’ı daha pandemide geçiriyor. Kutlamaların ve bir araya gelinerek yapılacak etkinliklerin kısıtlandığı bu günde, gençlerin en büyük sorunlarından biri işsizlik.
“Gönül ister ki ülkede bir değerimiz olsun, biz de bir şeyler katalım. Birçok ülkede ‘gelecek onların’ diye gençlere çok önem verilir ama bizim ülkemizde bu olmuyor” diyen 19 yaşındaki Emre de, ülkedeki işsiz gençlerden biri…
Konya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden iki sene önce mezun olan Emre, çocukluğundan beri çok sevdiği ve “bu bölümü okursan işsiz kalmazsın” denilen bilgisayar programcılığı veri tabanı bölümünü bitirdi. “Temmuz 2019’dan beri iş arıyorum. Mülakatlara gidiyorum, sanki çaycı alacak gibi çağırıyorlar beni. İş öğretiyoruz adı altında asgari ücretten düşük, komik rakamlar teklif ediyorlar. Köle olarak çalış diyorlar resmen bana. İnsanın gururu kırılıyor” diyor.
Türkiye’de son bir yılda lise ve dengi okullardan mezun kişilerin oranı yüzde 20,8’di. 2019’da lise mezunu işsizlerin oranı ise yüzde 15,8’di.
İleride hiçbir iş bulamazsa kendi ifadesiyle “mecburen polis veya asker olabileceği için” soyadını kullanmamızı istemeyen Emre, “Belki biraz değer görürüz diye yurt dışına gitmeye çalışıyoruz” diyor ve ekliyor:
“Sektörde yaşını almış insanlar çalışıyor, gençlere pek yer vermiyorlar, uğraşmak istemiyorlar.”
‘En güzel yaşlarımı evde geçirdim, verimli olmak isterdim’
Emre için ekonomik özgürlüğünün olmamasının yarattığı en büyük sıkıntı “kendisini geliştirmek için alması gereken bilgisayar malzemelerini alamamak” olmuş:
“Kurun durumu belli, bunlara ulaşmam çok zor. Kafeler açıkken oralarda günlük 14 saat çalıştığım oldu. Elime geçen parayı yazılıma döktüm. Ama sonuçta hâlâ işsizim. Şu an aynı liseden mezun olduğum arkadaşlarımla görüşüyorum, hepsi evlerinde. Benim gibi ara ara kafede çalışıp tutunmaya çalışıyorlar.
“En güzel yaşlarımı evde geçirdim. Verimli olarak çalışarak geçirmek isterdim. Meslek liselilere ‘düşmüş insan’ gözüyle bakılıyor, oysaki kafası çok iyi çalışan çıkıyor bizim liselerden.”
Türkiye’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020’de istihdamdaki gençlerin yüzde 51’i hizmet sektöründe yer aldı.
İnternet kullanan gençlerin oranı ise yüzde 93 oldu.
‘2 yıl 9 aydır evden çıkmadım’
Lise mezunları arasında son yıllarda işsizlikle mücadele edenler arasına büyük oranda sağlık çalışanları da katıldı.
Bir süredir hemşirelik başta olmak üzere birçok sağlık meslek lisesi mezunu, atanamamaktan şikayetçi.
Üstelik bazıları için ekonomik özgürlüğünü kazanmak, hayatını kazanmak demek:
“Ben 2 yıl 9 aydır evdeyim. Neredeyse yemek dışında odamdan çıkmıyorum. Şu an atama beklerken bile ailemle sıkıntı yaşıyorum. Benim bu evden çıkmam için tek çare atanmak maalesef… Yani bir an önce çalışmaya başlama isteğimin altında çok şey yatıyor.”
21 yaşındaki Esra, babasının bizimle konuştuğunu öğrenmemesi için soyadını kullanmamamızı istedi.
Ailesini “Cinsiyet ayrımının koyu bir şekilde hissedildiği bir yapı” olarak tanımlıyor Esra ve kendisine bir hayat kurmak için işe ihtiyacı olduğunu anlatıyor:
“Ne bir arkadaş hayatım var ne de dışarı çıkabilme ihtimalim. Kadın olduğum için başımda bir erkek olmadan hiçbir şey yapmam hak görülmüyor bana.
“Çoğu insan çalışmayı sadece ekonomik özgürlük olarak görüyor. Ama benim için ve birçok genç için de çalışmak aslında bir hayata sahip olmaktır. Ben bana ait bir hayatım olsun istiyorum ve bunun için bir işe ihtiyacım var.”
İstatistiklere göre genç nüfus içinde evli olan kadınların oranı, evli olan erkeklerin oranının dört katından fazla.
Elazığ Metin Koloğlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’den 2017’de mezun olan Esra, o yıldan beri işsiz. Mezuniyet sonrası babasının tayini sebebiyle Elazığ’dan daha küçük bir şehre taşınmışlar. Küçük bir şehirde özel hastanelerde iş bulmak hem zor hem de ailesinin buna izin vereceğini düşünmüyor.
Bu nedenle hem ailesinin çalışmasına izin vermesi hem de iş garantisi için KPSS’ye çok sıkı çalıştığını anlatıyor:
“Aylarca deli gibi ders çalıştım. Hedefim en başından beri derece almaktı. Bir kişi dahi atasalar o ben olmalıyım diye çalıştım. 95 puan aldım, kendi branşımda ülke birincisiyim, ülkede 55. sıradayım.”
Sağlık Profesyonelleri Platformu’na göre ülkede 650 binden fazla sağlık çalışanı atama bekliyor. Ortaöğretim Sağlıkçılar ve Hemşireler Platformu’na göre de bunların 80 bine yakını ortaöğretim mezunu.
Sağlık Meslek Lisesi’ne gitmeyi seçtiği günden bu yana tüm planlarını atanma üzerine yapan Esra, “B planım yok” diyor:
“Yaptığım plan kesin olarak işlesin diye ince ince çalıştım, birinci oldum. Elbette bir gün bir kişi atayacaklardır. Son aylarda atama bu kadar gecikince ‘acaba’ dedim ama düşünmekten kaçıyorum, çünkü deliriyorum.
“Dile kolay 2 yılımı bir masada geçirdim ben. Tek başıma hiç destek almadan… Onun dışında boşa harcanmış, hiçbir şey yaşanmamış bir 21 yılım var benim. O yüzden atama olmasının aksini düşünemiyorum.”
Türkiye genç işsizliğinde OECD ortalamasının gerisinde
TÜİK verilerine göre Covid-19 salgını döneminde bir önceki yıla göre gençlerin istihdama katılım oranında ciddi bir düşüş görüldü.
Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre 15-24 yaş grubu arasındaki kişiler “genç nüfus” sayılıyor ve genç işsizliği, gençlerin istihdam, işgücüne katılım oranı ve ne eğitimde ne istihdamda olan gençler hesaplanırken bu yaş grubu hesaba katılıyor.
TÜİK de aynı verileri kullanıyor.
Buna göre 2019’da Türkiye nüfusunun yüzde 15,6’sını oluşturan (12 milyon 955 bin 672 kişi) genç nüfusun oranı 2020’de yüzde 15,4’e (12 milyon 893 bin 750 kişi) düştü.
Buna rağmen istihdam oranı yüzde 33,1’den 2020’de yüzde 29,2’ye geriledi.
İşgücüne katılımda da yüzde 44,4’ten yüzde 39,1’e düşüş görüldü.
Pandemi döneminde ne eğitim ne istihdamda yer alan 15-24 yaş arası gençlerin oranı ise 2019’a göre 2,3 puan artarak yüzde 28,3’e yükseldi.
Genç erkeklerde bu oran yüzde 21,2 olurken genç kadınlarda yüzde 35,7 oldu.
İşsizlik oranı ise yüzde 25,4’ten 25,3’e düştü.
2021 yılıyla birlikte rakamlarda iyileşmeler görülüyor.
Mart 2021’e dair TÜİK verilerine göre genç işsizlik yüzde 25’e düştü; istihdam yüzde 31,4’e yükseldi. İşgücüne katılım oranı da yüzde 41,9’a yükseldi.
Rakamlar son birkaç aydaki yükselişe rağmen Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalamasının altında. OECD ülkelerinin 15-24 yaş arası işsizlik oranı yüzde 14.
2020 verilerine göre Türkiye’de 15-19 yaş arası gençlerin yüzde 17’si; 19-24 yaş arası gençlerin de yüzde 33,3’ü ne istihdam ne eğitimde.
Bu oranlarla Türkiye 15-19 yaşta sondan üçüncü sırada. Türkiye’den sonra Kosta Rika ve Kolombiya geliyor.
19-24 yaş arasında ise sonuncu. Sıralamada Türkiye’den önce yüzde 28,5’lik oranla İtalya geliyor.
‘Ekonomiye en aktif katkıyı sağlayacakları dönemde işgücünden çıktılar’
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden Dr. Güneş Aşık, “Geçen sene Aralık ayından yaza kadar gençlerin işgücüne katılımında çok ciddi bir düşüş vardı. Ne istihdamda ne eğitimde olanların sayısında ciddi bir artış vardı. Bu gençlerin bir kısmı muhtemelen ümidini kaybetmiş; bir kısmı pandemideki can kaygısıyla iş aramayı bırakmıştı” diyerek değişimin pandemiden kaynaklandığını söylüyor:
“En hızlı öğrenebilecekleri, ekonomiye en dinamik katkıyı sağlayabilecekleri yaşta işgücünden ciddi çıkış oldu maalesef. Bunun şimdi tersine döndüğünü görüyoruz. İş aramaya başlamışlar, bu iyi bir gelişme.”
İşgücü ve kalkınma üzerine çalışan Aşık, Türkiye’nin sosyal yardımları artırdığını ancak bunun sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. “Türkiye’nin işsizlikle mücadelede mutlaka yeni iş imkanları yaratacak bir hamle yapması lazım. Aksi takdirde fakirlik oranlarında çok ciddi bir sıçrama tehlikesi var” diyor.
Üniversite mezunu sayısı son yıllarda 2,5 katına çıktı
“Efendim işte ‘İşsizlik var’… Olabilir, her üniversiteyi bitirdiği zaman iş sahibi olacak diye de bir şey yok. Bunu dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eylül 2019’da Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada 17 yılda üniversite sayısının 76’dan 207’ye, üniversite öğrencisi sayısının da 1,6 milyondan 8 milyona çıktığını açıklamış ve bu sözleri de eklemişti.
Bugün TÜİK verilerine göre Türkiye’de 1 milyondan fazla üniversite mezunu işsiz var.
Bunların bir kısmı da 15-24 yaş arası, yani genç işsizler grubunda.
Bu gençlerin kimi kalifiye olmayan, eğitim ve yeteneklerini kullanamadıkları işlerde çalışıyor. Ailesinin desteği sayesinde bir süre daha çalışmak zorunda olmayan bazı gençler bir kamu kurumunda iş bulmaya çalışıyor. Kimisi ise yurt dışına gitme hayalleri kuruyor.
“Anadolu’da, taşrada bir üniversiteden mezun oldum. Tarih öğretmenliği okurken işsiz kalma korkusuyla bırakıp başka bir üniversitede iktisat okumaya başladım. Bölümü çok severek okudum, kamu kurumlarında çalışmak istiyorum ama liyakattan önce sadakat geldiği için çok yorucu oluyor. Yine de birkaç yıl KPSS’yi denemeyi göze aldım.”
KPSS sonrası mülakatta sorun yaratacağı kaygısıyla üniversitesinin ismini yazmamızı istemeyen Tolga, kamu olmazsa gireceği herhangi bir özel sektör işinin “asgari ücretten başlayacak ayak işi” olacağı görüşünde:
“Milyonlarca üniversite mezunu var. 200’ü aşkın devlet üniversitesi var. Arkadaşlarımdan hiç işe giren duymadım, herkes günü kurtarma derdinde. Ayakkabı satışı yapan çok arkadaşım var.
“Küçüklükten beri hep geleceğe önem verdim, hep yarınları düşünmek zorunda kaldım. Üniversitede devletin verdiği kredi yetmiyordu, yaz-kış kafelerde saati 4 ya da 5 liraya çalıştım. Lise çağlarımda bile çocuğum olursa nasıl okur diye düşünüyordum. Şu an evliliği çok öteledim kafamda. Bu yaşımda mesleğime başlamış, kariyerimde önemli işlere imza atan biri olarak düşünüyordum kendimi…”
‘Gençlerin geleceğe dair ümidi olmazsa sosyal patlamalar artıyor’
Peki genç işsizliğin uzun vadede artmasının ülke için ne gibi olumsuz sonuçları olur?
Dr. Aşık, bu soruya “İşsizliğin yüksek olduğu yerlerde sosyal patlamalar daha fazla yaşanıyor. Gençlerin geleceğe dair ümidi olmayınca birbirine güven azalıyor, radikalleşme artıyor, bunu yurt dışındaki örneklerde gördük. Toplumsal huzur için çok önemli bir gösterge” diye yanıt veriyor:
“Günün sonunda iyi yönetilen, önünüzü görebildiğiniz bir ekonomide yeni istihdam yaratılıyor. Girişimcilik artıyor, yatırımlar artıyor. Kur yüksek, ekonomi yönetimine dair huzursuzluklar var. Bu ortamda atılan olumlu adımlar da var ama bunlar uzun vadede ne kadar etki eder, bilmiyorum.”
2008-2019 arası üniversite mezunlarının oranı yüzde 5,5’ten yüzde 13,9’a yükseldi.
Son yıllarda her öğretim yılı sonunda üniversiteden mezun olan yaklaşık 900 bin kişi oluyor.
Devlet kurumlarına girmek isteyenlerin ise hem test kitapları hem sınav ücretleri, hem de yol için işsiz bir gence göre ciddi miktarda paraya ihtiyacı oluyor:
“KPSS için bir soru bankasının ücreti 100 lira, fotokopisini alıyorum yarı yarıya. Aileme yük olmamaya çalışıyorum. Mülakatlar büyükşehirlerde yapılıyor. Kurum sınavlarının ücretleri çok yüksek. Bazısına başvuramadım bile, seçmek zorunda kaldım. Maddi gücü olmayan gençler kalkıp Ankara’ya da gidemiyor.”
‘Pandemi sonrası beklentisi sıfıra inmiş çok genç olacak’
Tolga, kendisine bir yıl daha vermiş. 2022 sonuna kadar devlette işe giremezse “Her erkeğin kaderi olan polisliğe başvuracağını” söylüyor:
“Bir sinema bileti 25 lira, kitap 35-40 lira, ileride daha beter olacak. Genelde parkta oturuyoruz, kalkıp bir yere gidelim diyemiyoruz, hepimiz ailemizin eline bakıyoruz. Pandemi iyice olumsuz etkiledi bu durumu. Pandemi sonrası beklentisi sıfıra inmiş çok genç olacak. Bir yıl sonra, 25’ime girince sağlık sigortası güvencem de kalmayacak.”
İş bulamayan erkeklerin ‘kaderi’ polisliğe başvurmak; genç kadınların kaderi ise özel şirketlerle yapılan mülakatlardan ‘biz aslında erkek eleman düşünüyorduk’ diyerek geri döndürülmek olabiliyor.
Kırıkkale Üniversitesi’nde Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olan Özge, 24 yaşında ve işsiz. Ankara’da ailesinin yanında kalıyor ve iş arıyor.
“100 başvuru yaptım, beşine geri dönüldü. Bunlardan biri ‘Bu bölüm için erkek aday düşünüyorduk’ dedi. Çok sayıda şehir dışı seyahat varmış… Oysa ben de bunun için müsait ve yetkinim. Staj yaparken de böyle olaylar olmuştu. Bu beni çok şaşırtıyor.
“Artık okul bitiyor, yurt dışına gideriz, gezeriz, kendi paramızı kazanacağız diye hayallerle mezun oluyoruz ama koskoca bir boşluk oluyor sonrası.”
‘Arkadaşlarımla hepimiz işsiziz, umutsuzuz
TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi Güneş Aşık, genel olarak olumsuz tablo devam etse de son dönemde genç kadınların işgücüne katılımında kayda değer bir artış olduğunu, yani daha fazla genç kadının iş aramaya başladığını söylüyor.
“Türkiye’de tüm kadınlara bakarsak işsizlik oranı artmış. Fakat genç kadınların işsizliğinde azalış var. İşverenler kadın tercih etmiyor genelde ama eden de genç kadın tercih ediyor, muhtemelen genç kadınlardan verim alabileceğini görüyor.”
Henüz bu gruba giremeyen Özge, araba almak, tatile çıkmak gibi hayalleri şimdilik bir kenara bırakmış; arkadaşlarıyla bir kafede sosyalleşmeyi bile özlediğini söylüyor:
“Pandemi olmasa da arkadaşlarımla park, bahçe gibi yerlerde oturuyorduk. Sosyalleşmek adına bir şey yapamıyoruz, bu bizi daha da çok etkiliyor. Farklı şeyler yapmak istiyorum ama ailemin bana verdiği bütçeye bağlıyım. Özgürlüğüm kısıtlanıyor.”
Tıpkı Emre gibi Özge ve Tolga da yurt dışı hayallerinin gençler arasında yaygın olduğunu söylüyor.
“WhatsApp gruplarında sürekli yurt dışı haberleri atıldığını” söyleyen Tolga’ya göre herkes, “Memur olmaktansa yurt dışında çöpçü olayım daha iyi” diyor.
Özge de “özgürlük ve iş garantisi için” yurt dışına çıkmak istediğini söylüyor:
“Arkadaşlarımla hepimiz işsiziz, umutsuzuz, yurt dışını çıkış kapısı olarak görüyoruz. Çok kolay bir karar değil, burada ailemiz var. Ama orada daha özgür oluruz, daha istikrarlı ülkeler, iş garantisi var. En basit alışveriş için bile ekonomik özgürlük gerekiyor ve burada o elimizde yok.”