Tıp ve teknoloji sınırlarını zorlayan bir gelişme ABD’de kaydedildi. Felç nedeniyle 18 yıldır konuşamayan bir kadın, beyin implantı sayesinde yeniden “konuştu”. Üstelik kendi sesiyle. Gerçek zamanlı düşünce-konuşma dönüşümünü mümkün kılan bu yenilik, gelecekte konuşma yetisini kaybeden milyonlarca insan için umut olabilir.
Bilim insanlarından yeni nesil beyin-bilgisayar arayüzü
Araştırma, Nature Neuroscience dergisinde yayımlandı. California Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından geliştirilen sistem, hastanın konuşmayı düşündüğü anda beyinden gelen sinyalleri analiz ederek sesli kelimelere dönüştürüyor. Bu çığır açıcı teknolojide, yapay zekâ devreye girerek konuşma sinyallerini ses birimlerine çeviriyor ve neredeyse eş zamanlı olarak seslendiriyor.
18 yıllık sessizliği teknoloji bozdu
Araştırma sürecinde sistem, 47 yaşındaki Ann adlı bir hastada test edildi. 18 yıl önce geçirdiği felç sonrası tamamen konuşma yetisini kaybeden Ann’e, beyninin konuşma merkezine elektrotlar yerleştirildi. Bilim insanları, bu sinyalleri önce algıladı, ardından yapay zekâ yardımıyla sesli ifadelere dönüştürdü. İşin dikkat çeken kısmı: Ann’in sesi, felç öncesi ses kayıtlarından yeniden üretildi.
Eski teknolojiye göre en büyük fark: Gerçek zamanlılık
Geçmişte geliştirilen benzer beyin-bilgisayar sistemleri, düşünceleri konuşmaya çevirebiliyordu ama ciddi zaman gecikmeleriyle. Bu da günlük konuşmaları imkânsız kılıyordu. Yeni sistemde ise dönüşüm süresi yalnızca 80 milisaniye. Yani kişi konuşmayı düşündüğü anda ses neredeyse anında dışarı aktarılıyor.
Deney nasıl işledi?
Ann’e ekrana yansıtılan cümleleri içinden söylemesi istendi. Beyin implantı, her düşünceyi anlık olarak kaydetti. Ardından yapay zekâ modeli bu verileri ses birimlerine çevirdi ve oluşturulan ses, hastanın eski sesinden türetilerek dışa aktarıldı. Sonuç: Anında, net ve kişiye özgü konuşma.
Yapay zeka: Beynin yeni tercümanı
Bu başarıda yapay zekânın rolü kritik. Sistem, beyin aktivitesini seslere eşleştiren bir model üzerinde eğitildi. Aslında bu yapı, akıllı telefonlardaki sesli asistan teknolojilerinin bir uzantısı. Ancak temel fark, ses yerine doğrudan nöral verilerin kullanılması.
Geleceğe dair umutlar: “Üniversite danışmanı olmak istiyorum”
Araştırma ekibinden Gopala Anumanchipalli, hastanın asıl hedefinin yeniden üretken bir birey olmak olduğunu söyledi. “Ann’in hayali, üniversitede öğrencilere danışmanlık yapmak. Henüz o noktada değiliz ama bu gelişme o yolda önemli bir adım,” dedi.
Neler bekleniyor?
Bu cihaz henüz deneysel aşamada olsa da, önümüzdeki yıllarda klinik kullanıma sunulması bekleniyor. Bilim insanları, daha yüksek doğruluk oranı, daha geniş kelime dağarcığı ve farklı konuşma bozukluklarına uyum sağlaması için sistem üzerinde çalışmaya devam ediyor. Hedef, sadece konuşmayı değil; duygu, tonlama ve mimik gibi detayları da geri kazandırmak.