ABD’de yapılan yeni bir araştırma, hafıza ile ilgili bilinen anlayışları sarsarak, anıların yalnızca beyinde değil, vücudun farklı bölgelerinde de saklanabileceğini ortaya koydu. Bilim insanları, beyin dışında bazı organların da hafıza depolama kapasitesine sahip olabileceğini gözlemledi. Özellikle sinir dokusu ve böbrek hücrelerinde yapılan testler, bu hücrelerin belli kimyasal sinyallere yanıt vererek anı depolayan genleri aktive edebildiğini ortaya koydu. Bu bulgular, yalnızca beyine atfedilen hafıza ve anı depolama yetisinin, aslında vücudun başka hücrelerinde de bulunabileceğini işaret ediyor.
Çok konuşulacak araştırma
Araştırmada, beyin hücreleri arasında iletileri taşıyan nörotransmitter kimyasalların, yalnızca beyinle sınırlı kalmadığı, sinir dokusu ve böbrek hücrelerinin de benzer tepki mekanizmaları geliştirebildiği gözlemlendi. Deneyde, sinir ve böbrek dokusu hücreleri, belirli kimyasal sinyallere maruz bırakıldıktan sonra özel bir protein üretecek şekilde tasarlandı. Bu protein, hücrelerin hafızayla ilişkili kimyasal sinyalleri alıp bir tepki oluşturmasını sağlayarak, tıpkı beyin hücrelerinde olduğu gibi anı depolayan genleri aktif hale getirdi. Uzmanlar, hücrelerdeki bu biyokimyasal reaksiyonların, beynin anı depolama sürecine benzer bir işleyişi gösterdiğini açıkladı.
Çalışmanın başyazarı Dr. Nikolay Kukushkin, hafıza ve öğrenme yeteneklerinin beyinle sınırlı olduğu görüşünün artık sorgulanabilir hale geldiğini vurguladı. Kukushkin, “Bu araştırma, hafıza depolama sürecinin vücuttaki diğer hücrelerde de işleyebileceğini gösterdi ve bu buluş, hafıza ile ilgili sorunların çözümüne yönelik yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi için umut vadediyor,” dedi.
Araştırma ekibi, bu bulgunun yalnızca hafızanın işleyişine dair yeni bir bakış açısı sunmakla kalmadığını, aynı zamanda yaşlanma, hafıza kaybı ve nörodejeneratif hastalıkların tedavisi için de yeni bir ışık tuttuğunu belirtiyor.
Son yıllarda hem ülkemizde hem de dünyanın pek çok noktasında şiddetli depremler meydana geldi. Bilim insanlarının yaptığı son çalışma çok ses getirecek türden. Yoğun kar ve yağmurun yol açtığı yer altı basıncının bazı depremleri tetiklediği öne sürüldü.
Turizm Tatil Seyahat öneriyor: Kempinski Seychelles: Hint Okyanusu’nda Lüks Bir Tatil Deneyimi