Münevver Karabulut Cinayeti Tüm Ayrıntıları: Rezan Epözdemir Anlattı
Münevvet Karabulut Cinayeti avukatı Rezan Epözdemir Fatih Altaylı 'nın programında tüm detayları, süreci, gündemdekileri anlattı.
- Çöp toplayıcı, sürecin kahramanlarından biri.
- Otopsiyi ilkokul mezunu bir teknisyen yapıyormuş
- İki gömlek ve bir içlikte Münevver Karabulut’un kanı var.
- Mahkeme Mayasız Ayini üzerinde durdu ayin dosyaya da girdi
- Süreyya Karabulut; Cem Garipoğlu’nun öldüğüne inanmıyorum kafamda soru işaretleri var
- Savcılık takipsizlik verdi, sulh ceza hakimliği itirazımızı reddetti ve karar kesinleşti.
- Mezarın Açılması Reddedildi
Gazeteci Fatih Altaylı Rezan Epözdemir ‘i konuk etti ve Münevver Karabulut cinayeti tüm ayrıntıları ile konuşuldu. Epözdemir, cinayetle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Münevver Karabulut cinayetinde mağdur ailenin avukatı olan Rezan Epözdemir Fatih Altaylı ‘nın YouTube kanalına konuk oldu ve cinayetle ilgili tüm ayrıntıları anlattı.
Münevver Karabulut cinayeti nasıl işlendi, Cem Garipoğlu 197 gün nasıl kaçtı, Münevver Karabulut cinayeti sonrası mağdur ailenin yaşadıkları, Garipoğlu ailesinin yaptıkları, dava sürecindeki skandallar ve daha fazlası Fatih Altaylı’nın röportajında özetlendi.
Üzerinden 14 yıl geçmiş olmasına rağmen Münevver Karabulut cinayeti gündemdeki yerini koruyor. Münevver Karabulut cinayeti nerede oldu, ne zaman işlendi, Münevver Karabulut cinayeti ayin mi gibi sorular kamuoyunun ilgisini çekmeye devam ediyor.
Kamuoyunun da yakından tanıdığı avukat Rezan Epözdemir Münevver Karabulut cinayeti hakkındaki tüm gerçekleri Fatih Altaylı’ya anlattı.
Münevver Karabulut cinayeti davası nasıl başladı?
Rezan Epözdemir: Münevver Karabulut Cinayeti hakkında kamuoyunda fakir kız zengin erkek hikayesi prim yaptığı için orada ciddi bir yanılgı var. Bu cani ekonomik durumu iyi nüfuzlu bir aileden geliyor. Ama etki alanı da yüksek. Ama Münevver Karabulut da Kanada’da eğitim alabilmiş, Cem Garipoğlu ile aynı okula gidiyor. Galata Köprüsü’nün altındaki birçok restoran dayılarının. Orta hallinin bir tık üstü bir aile. Ekonomik durumu kötü bir aile değil.
Kardeşi Enver Karabulut’un cinayet sonrası yaşadığı travma nedeniyle yurt dışına gitmesi, acaba aileden bir menfaat temini mi oldu şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu yanlış.
Düşünün ki kız kardeşi hunharca katledilmiş, 29 bıçak kesisi, 5’i münferiden öldürücü, ölmeden önce testere kullanılmış. Yaşarken kafası bedeninden ayrılmış. Bileklerinde çizikler, boynunda ters v. böyle bir cinayet. İkiziniz böyle katledilmiş. Bu gencin Türkiye’de yaşamak istememesi normal değil mi? Dayıları da oradayken.
Münevver Karabulut Cinayeti: Olay Günü Neler Yaşandı
Olay günü Cem Garipoğlu cinayetten önce bir yapı marketten testere alıyor, testereyi eve bırakıyor. Korsan taksiyle gidip Münevver Karabulut’u evinden alıyor, saat 15.00’da Bahçeşehir Şelale villa no 13’ün önüne geliyor, Münevver Karabulut evin önünde, kendisi evin arkasına gidiyor.
Ne hikmetse o kameralar kırık. Evin içine giriyor Münevver Karabulut’u içeri alıyor. İçeri aldıktan sonra da 18.46’da vücudu cenin pozisyonunda valizde, bedeninden ayrılmış olan kafası gitar kılıfında olacak şekilde korsan taksiye gidiyor. Tam 35 kilometre mesafedeki babaannesinin evinin önündeki çöp konteynırına gidiyor ve maktuleyi oraya bırakıyor.
Sonra Akmerkez’e gidiyor ve arkadaşıyla kahve içiyor.
Bir büfeye gidiyor Burgaz Rakı ve Mey Rakı nasıl satılmaz, bizim rakılarımız nasıl satılmaz diye genel müdürünü arayıp ondan rapor istiyor. Böyle şımartılarak büyümüş, sosyalleşme sürecini tamamlayamamış bir cani.
Münevver Karabulut Cinayeti: Cesedin Bulunması
Sonra hiçbir şey olmamış gibi arkadaşlarıyla kahve içiyor.
Münevver Karabulut cinayeti ayrıntıları içinde ki çöp toplayıcı
Ne hikmetse bir çöp toplayıcı, daha sonra onu bulduk gönlünü aldık biraz yardımcı olduk. O da bu sürecin kahramanlarından biri.
Çöpleri karıştırırken gitar kılıfı içinde Münevver’in kafasını, valiz içinde de bedenini buluyor. Bulunca polise haber veriyor. Öyle tespit ediliyor. Aksi halde belki ailenin defnedebileceği bir ceset bile olmayacaktı.
Ceset bulunduktan sonra polis o günkü görüşmelerine bakıyor. Baktıktan sonra en son Cem Garipoğlu’nun evine gittiğini tespit ediyor.
Evin önüne doğru tam gidiyor, bir araç gri renkli Megane marka araca yol veriyor. Aracın içerisinde Mehmet Nida Garipoğlu ile Cem Garipoğlu var. yakalamaya gittiği faillere polis yol veriyor. Bilerek mi bilmeyerek mi bilemiyoruz.
Bu bir skandaldır, ihmaldir. Siz cinayet mahallini çevirirsiniz.
Eve giriyorlar evin içi kan gölü. Üç katlı bir villa.
Fatih Altaylı: Polis eve girdiğinde kan var mı hala?
Rezan Epözdemir: Var. Temizlenmiş kan var. Anne Tülay Makbule Garipoğlu kanları temizlemiş testereyi saklamış ama polis geldiğinde hala kan var.
Kanları gördükten sonra kolluk kuvveti emin oluyor. Kız burada katledilmiş.
Fatih Altaylı: Evden bir 700 bin euro kaybolmuştu o bulundu mu?
Rezan Epözdemir: O da skandallardan bir tanesi. Ama öncesinde ben dosyayı nasıl aldım. Benden önce avukat arkadaşlar istifa etmiş, kimse ailenin vekilliğini yapmak istemiyor. Mağdur ailenin.
Fatih Altaylı: Diğer tarafın vekili yanlış hatırlamıyorsam Metin Feyzioğlu.
Rezan Epözdemir: Evet haklısınız. Meslektaşlarımızdan bazıları mağdur ailenin avukatlığını yapmak istemiyor. Baba Süreyya Karabulut parlamentoya İnsan Hakları Komisyonuna yazı yazıyor. Sadece CHP’li Çetin Soysal geri dönüş yapıyor. O da bizim aile dostumuz. Bana teklif etmiyor. Ben süreci çok takip etmemiştim ve şunu söyledim Süreyya bey kamuoyuna çıkmasın, basına açıklama yapmasın aksi halde ben ailenin arkasında duramam. Onun dışında ben bilabedel sosyal sorumluluk olarak dosyayı aldım.
Alır almaz ilk skandal adli tıp meselesi. Dosyada maktule bakire. İç çamaşırında sperm var. sperm de Garipoğlu ailesindeki erkek bireylerin DNA’sı ile örtüşmüyor. Yani acaba cinayet mahallinde başkası mı vardı? Ya da bir başkası genç kızın katli üzerinden kendini cinsel anlamda tatmin mi etti? Ne oldu orada?
Ailenin dosyayı nasıl manipüle ettiğini göstermek adına söylüyorum. Soru işaretlerinde başka yöne doğru kaydırıyorlar. Sanık ailesine ait DNA’lar yok, başkasının spermi var. 4 ay soruşturma sürüncemede kaldı. Sulh Ceza Hakimliği 16 kişiden daha DNA örneği aldı. 4 ay sonra Adli Tıp’tan bir yazı. Mealen söylüyorum: Özür dileriz, ilkokul mezunu bir teknisyen yapıyormuş otopsiyi. 11 otopsi tek masada aynı anda yapılıyor.
Nafi Cakcak isimli bir cesedin spermi aynı eldivenle Münevver Karabulut’un iç çamaşırına bulaşmış ve özür dileriz dediler.
Türkiye böyle bir skandalı yaşadı. Böyle bir çaba olmasak Cem Garipoğlu beraat bile edebilirdi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Devlet Denetleme Kurulu’na talimat verdi. Kurulunun raporu sonucunda Türkiye’nin taraf olduğu Minnesota Sözleşmesi uyarınca artık adli tıpta kameralar kuruluyor. Bu dosya sayesinde.
Adalet Bakanlığına tazminat davası açtım. Alınabilecek en ağır tazminatı aldım. Hepsini aileye verdim. Bunu yapanlar da görevi kötüye kullanmadan ceza aldılar.
700 bin euro ne oldu?
İkinci skandal emniyette yaşanan skandal.
Bir. Olay yerine gittiniz, yol veriyorsunuz, yol verdiğiniz aracın içerisinde baba oğul var. Oğlunu kaçıran Mehmet Nida Garipoğlu ve Cem Garipoğlu.
İki. Evde 700 bin euro para var. Polislere çapraz sorguda soruyorum, bir tanesi diyor ki. En üst kattaydı saymadık 40 bin euroydu anneye teslim ettik. Bir diğeri diyor ki saymadık orta kattaydı anneye teslim ettik. Baba Nida Garipoğlu diyor ki 30 bin dolardı bana verildi. Para belli değil, miktarı belli değil, cinsi belli değil, nerede bulunduğu, kime teslim edildiği belli değil.
Bu para ne için verilmiş olabilir? Bir olay yerinde yol verdiniz. İki, daha önemlisi kamera kayıtları kırıktır diye tutanak tutmuşlar. Cinayetin en önemli delili kamera kayıtları. Bugün o kamera kayıtlarını bulamasaydık cinayetin tasarlanarak işlendiği kanıtlanamayacaktı.
Daha sonra bir bilgisayar mühendisi aldık gittik tek tek kat maliklerinden izin aldık inceleme yaptırdık. Kırıktır denilen kayıtlar manuel şekilde silinip hard diske atılmış. Kırık falan da değilmiş.
Sanık ne diyordu: Ben Münevver Karabulut’u öldürdüm, sonra cesedi parçaladım, testereyi de sonra getirdim. Ama o kayıtlardan görüyoruz ki testereyi önceden alıp getirmiş.
İstanbul Emniyetinde Celalettin Cerrah gitti Hüseyin Çapkın geldi. Onun zamanında yakalandı. Pazarlıkla teslim edildi.
Münevver Karabulut’un eşyaları 4.5 yıl sonra çuvalla teslim edildi
Fatih Altaylı: Cem Garipoğlu kaçtığı 197 günde neredeymiş o ortaya çıktı mı?
Rezan Epözdemir: Ak sakallı dedenin eksik olduğu bir hikaye anlatıyor. Benim gözlerimi bağladılar, kimin götürdüğünü bilmiyorum, dört beş saat bir yola götürdüler, her gün ekmeğimi yemeğimi, gazetelerimi kapıya bıraktılar, sonra yine gözlerimi bağlayıp getirdiler dedi.
Halbuki olayın gerçeğinde cinayet mahallinden Mehmet Nida Garipoğlu alıyor, sonra Hayyam Garipoğlu geliyor sonra onu şirket lojmanına götürüyor. Lojmanda kaldıktan sonra nereye götürüldüğünü bilmiyoruz.
Daha sonra o polisler de ceza aldı. Bir davadan çıkan dört dava, daha ana davaya gelemedik.
İki Gömlek Bir İçlik Konusu
İki gömlek ve bir içlikte Münevver Karabulut’un kanı var. Baba Mehmet Nida Garipoğlu’nun genotipleri var. duruşmadaki çapraz sorguda Cem Garipoğlu’na sordum: Sen bu gömlek ve içlikle ne yaptın? Dedi ki ben cinayetten sonra yerleri sildim. Halbuki iki cumhuriyet savcısı tutanak tutmuş. Omuzda kan var, sırtta, belde. Yani kısım kısım. Dokunma, değme, sıçrama veya fışkırma. İki gömlek ve içliği giyen kişi ceset kesilirken oradaydı şeklinde bir tutanak. Adli Tıp raporuna göre Mehmet Nida Garipoğlu giymiş. Babanın genotipleri ve Münevver Karabulut’un kanı var. cinayetin en önemli delili bu.
İkinci celse, Mehmet Nida Garipoğlu’nun vekili Metin Feyzioğlu. Bu deliller incelenmeden mahkeme başkanı Mehmet Nida Garipoğlu’nu tahliye etti. Sonra ben araştırdım aynı mahkeme başkanı 94 yılında Adana Ceyhan’da Garipoğlu ailesinin hileli iflas dosyasına beraat kararı vermiş. Ne hikmetse dosya onlarca ağır ceza mahkemesinden onun olduğu mahkemeye düşüyor. Sonra dosyadan çekilmek zorunda kaldı ve disiplin cezası aldı.
Münevver Karabulut davasında Garipoğlu ailesine şok!
Birinci aşama adli tıp, ikinci aşama emniyet, üçüncü aşama yargı. Üçünde de bir manipülasyon çabası var.
Fatih Altaylı: Öyle veya böyle sonunda adalet tecelli etti.
Rezan Epözdemir: Bizim dosyamızda hiçbir indirim uygulanmadan 24 yıl hapis cezası verildi. Görüntüsüne bakıyoruz 17 yaşında olamaz. 29 Ekim 1991 doğumlu Cem Garipoğlu. Cinayet 3 Mart 2009’da işlenmiş. O tarih itibariyle 18 yaşını doldurmamış. Münevver Karabulut yeni doldurmuş o doldurmamış. Ama bakıyoruz sakallı makallı 30 yaşında gibi görünüyor.
Önce kemik yaşı tespiti istedim. Kartal Devlet Hastanesine gitti geldi, 18 yaşını ikmal etmemiştir dendi. Sonra dedim mi bunlar doğum kayıtlarıyla oynamış olabilirler mi. Doğum ve ilkokul kayıtlarını bulup savcılığa şikayette bulundum.
Fatih Altaylı: Belgelerle oynanmış mı?
Rezan Epözdemir: Oynanmamış. Kemik yaşı tespitine göre de 18’ini doldurmamış. 29 Ekim 1991 doğumlu, yaş küçüklüğünden faydalandı. 18 yaşını doldurmuş olsaydı ağırlaştırılmış müebbet alacaktı.
Münevver Karabulut Cinayetinde Kim Ne Kadar Ceza Aldı?
Münevver Karabulut davası: Anne Tülay Makbule Garipoğlu cinayetten sonra evi temizlediği için 3 yıl hapis cezası aldı, cezaevinde cezasını yattı.
Hayyam Garipoğlu, genel müdür ve şoför suçluyu kayırdığı yani 197 gün boyunca sakladığı için onlar da 3 yıl aldılar. Hayyam Garipoğlu bankanın içini boşalttığında ceza almamıştı burada aldı.
Mehmet Nida Garipoğlu için ise mahkeme dedi ki eylemi suçluyu kayırmadır. Kanuna göre anne, baba, karı, koca, eş, kardeş faili teslim etmez saklarsa ceza almıyor. Hayyam Garipoğlu amca olduğu için ceza aldı.
1 buçuk yıl sonra tazminat davası açtık. Garipoğlu malvarlığını kaçırdığı için en azından bir kısmını tazminat olarak alabildik. 1 dava 11 dava oldu.
Cem Garipoğlu yaşasaydı 2024 Eylül ayında serbest kalacaktı. (Programın ilerleyen bölümünde Epözdemir ekleme yapıyor: “Yaşasaydı açık cezaevine geçecek ve covid döneminde salınacak, 2-3 yıldır dışarıda olacaktı”)
Fatih Altaylı: Ancak Cem Garipoğlu intihar etti ve tartışmalar yeniden başladı. Ailenin sicilinin oldukça lekeli olduğu için intihara kimse inanmadı. Cinayetin nedeni hakkında çok şey konuşuldu. Ayin dendi, o konularda bir şey kanıtlandı mı?
Rezan Epözdemir: Açık kalan sorulardan biri niye teslim edildi? Baba Mehmet Nida Garipoğlu cinayete iştirakten tutukluydu. Dönemin cumhuriyet savcısı şimdi yargıtay üyesi Faruk Erşan Yılmaz çok ferasetli bir duruş sergiledi, bütün baskılara rağmen babayı tahliye etmedi. Baba tahliye olsun diye müzakereyle mecbur kalındığı için teslim edildi.
Bana, ofisime kurşun ve mektup yolladılar ve sizi de öldüreceğiz dediler. Bir de bir bankanın o dönemdeki 32 yaşındaki genel müdürü aracılığıyla dosyadan çekilmem için 3 milyon euro para teklif ettiler.
Münevver Karabulut Cinayeti Neden İşlendi?
Sorduğunuz soruyla ilgili 4 senaryo var.
29 bıçak kesisi, 5’i münferiden öldürücü, ölmeden önce testere kullanılmış, boyunda v’ler, bilekte çizikler. Bahçeşehir’de öldürüyorsunuz, korsan taksiyle tam 40 kilometre gidip babaannenizin evinin önündeki çöp konteynırına maktuleyi bırakıyorsunuz. Niye? Kime neyi ispat ediyorsunuz?
Mayasız Ayini Nedir?
Yargılama sırasında bir tartışma oldu. Mayasız ayini. Cezayir asıllı aile, Yahudi kökenli. Osmanlı döneminde de birçok Yahudi ailenin infaz edilmesinin sebebi buymuş. Mayasız ayini nedir? 18 yaşına gelmiş bir erkek, bakire bir genç kızı katledip rüştünü ispat ediyor. Böyle bir ayin türü var. dosyaya da girdi, mahkeme de bunun üzerinde durdu.
Bakire bir kız Bahçeşehir’de öldürülüyor ve babaannenin evinin önüne götürülüyor. Acaba bu mu?
İkinci senaryo: Acaba ailenin bir sırrını mı öğrendi? Çünkü “Zeytinburnu sürtüğü” diye bir klasör yapmış. Zeytinburnu’ndan tanıştığı bir kızla yazışmalarını oraya koymuş Cem Garipoğlu. Hastalıklı bir ruh hali var. Münevver Karabulut ile olan yazışmalarını da koymuş. Orada diyor ki seni sevgimle boğacağım tüm Türkiye bizi konuşacak diyor. Senin için gitar çalmayı öğreniyorum, panjurları kapatacağım, sıkacağım, sıkacağım ve sevgimle boğacağım diyor.
Ailenin acaba bir sırrını mı öğrendi? Çünkü önceden planlanmış, testere önceden alınmış.
Üçüncü ihtimal: Maktule direnmiş. Tırnaklarında Garipoğlu ailesindeki erkeklere ait DNA örnekleri var. Cem’e kesin direnmiş. Acaba Cem tecavüz etmek istedi ona direndi de mi cinayet işlendi?
Dördüncü senaryo: Baba ve Cem birlikte yargılandığı için babanın da genç kızlara ilgisi olduğu söyleniyor. Acaba baba mı maktuleye bir şey yaptı? Bursiyerleri var, genç kızlara ilgisi olduğu iddiası var.
Mahkeme bu 4 ihtimal üzerinde durdu ama gerekçeyi somutlaştıramadı. Fakat Cem Garipoğlu avukatlarının yönlendirmesiyle haksız tahrikten faydalanmak için savunma yaptı. Dedi ki bir teğmenle mesajlaşmasını gördüm. Cinnet geçirdim ve onun üzerine konuşurken bıçağı sapladım ve sonrası geldi. Halbuki biz araştırdık kayıtlarda teğmenle konuşması yok o saat itibariyle.
İntihar günü 2014’te gazeteci Nazlı Çelik aradı beni dedi ki Cem Garipoğlu’nun cezaevinde öldüğüne dair duyumlar alıyoruz bilginiz var mı?
Sabah 7 falan. Çok şaşırdım, sonra araştırdık baktık doğru. Sonra kamuoyunda şöyle bir intiba oldu: Cem Garipoğlu ölmedi kaçırıldı.
Cem Garipoğlu’nu ayrı bir hücreye koymuşlar. Çince, Rusça falan öğreniyor. Bir gün önce ailesine beni buradan çıkarın artık yapamıyorum demiş.
Cezaevinde tutuklular hükümlüler kendini öldürmesin diye çatal bıçak yoktur. Kemerinizi, ayakkabının bağını bile alırlar. Fakat yönetmelikte bir boşluk var. Kantin çamaşır ipini satıyor.
Çamaşır ipi ve bir poşet istiyor. İple bir dakika sıkıyor ve intihar ediyor. Adli tıp raporu da böyle söylüyor.
Sonra biz anne ve babayı da alarak Silivri Cumhuriyet Başsavcısına gittik. Çünkü kanaat getirmesi ve tatmin olması gerekenler onlar. Haberi onlara verdiğimde Nagihan Karabulut hanım ağladı. Bizim acımızı hafifletmez ama Allahından buldular dedi.
Fatih Altaylı: Sen Cem Garipoğlu’nun cesedini gördün mü?
Rezan Epözdemir: 3 gün sonra anne ve babayla Silivri’ye gittik. Bu bir ölüm dosyası. Ölüm dosyasında ölenin manevi mirası var. Bizim inceleme, görme hakkımız yok. Hukuka aykırı. Ama biz Başsavcı Lütfü Dursun’a çok baskı yaptık. Tuğba Şener diye çok genç bir cumhuriyet savcısına gittik. Savcı hanım yerinden kalkarak Nagihan hanıma sarıldı ve ağladı.
‘Ben öğrenciyken de bu olayı takip ediyordum ve çok üzülmüştüm’ dedi. Sonra dosyayı açtı ve bize dedi ki ‘Normalde bu bir intihar olayı olduğu için, adli vaka değil otopsi de yapılmaz. Hassas olduğu için başsavcı bey talimat verdi. Olay yerine gider gitmez ben koğuşun içini çektim” dedi.
O görüntüleri, fotoğrafları gösterdi.
“Onunla da yetinmedim, bu tartışmaların yaşanabileceğinden bahisle tırnaklarından örnek aldım. Garipoğlu ailesinden de aldım. Bunlarla ilgili eşleştirme yaptım. Buyurun bu da rapor” dedi. Fotoğraf ve görüntüleri de gösterdi, yani bizim tespitlerimize göre ölen kesin ve net Cem Garipoğlu dedi.
Anne ve baba gördü bunları.
Avukat Rezan Epözdemir konuştu: Cem Garipoğlu intihar etti artık eminiz
Cem Garipoğlu Cezaevinden Kaçırıldı mı?
Sonra Silivri Adliyesinden dışarı çıktık. Onlar da ölen Cem Garipoğlu, buna kanaat getirdik diye açıklama yaptılar. Daha sonra biz aile ile görüşmeye devam ettik ve bu konu hiç gündeme gelmedi.
Cem Garipoğlu’nun cezaevinden kaçırılabilmesi için devlet tüzel kişiliğinin eylemli olarak bütün aktörleriyle bu işin içinde olması lazım. 20 tane suje var. 1 tane namuslu adam çıkar. Herkes mi namussuz? Cezaevi müdürü var, cezaevi savcısı var, infaz koruma memurları var onlarca, başsavcı var, soruşturma savcısı var, otopsi hekimleri var, 20 tane aktör var. Bir tanesi mutlaka bir şey söylerdi ve çözülürdü.
Devlet de Cem Garipoğlu gibi adi bir suçlu için niye bu sürecin içerisinde olsun?
Ailenin kanlı kanepede toplu fotoğrafının çıkmasından sonra Süreyya Karabulut sabah gazetesine bir röportaj verdi ve Cem Garipoğlu’nun öldüğüne inanmıyorum kafamda soru işaretleri var dedi.
Süreyya beyi hemen aradım ve ofise davet ettim. Dedi ki ben mezarın açılmasını istiyorum. Nagihan hanımı aradım ve Enver’e ulaştım yıllar sonra. İkisi de dediler ki biz bu süreçte yıprandığımız kadar yıprandık biz artık kamuoyunda tartışılmasını istemiyoruz dediler.
Fatih Altaylı: Baba neden istedi bunu?
Rezan Epözdemir: İşte o kanepe fotoğrafını görünce ya bunlar nasıl bu kadar ahlaksız insanlar ya. Kızımın katledildiği evle ilgili fotoğraf veriyorlar. Fatih abi böyle bir şey olabilir mi? Bir kızı katledeceksin, kafasını bedeninden ayıracaksın, yıllar sonra eller havaya parti görüntülerini vereceksin. O kanepeyle ilgili fotoğraf vereceksin. Sakine Garipoğlu. Boynunda ters v ile bir musluğun fotoğrafını verecek. Bu nedir ya? Aileye bir taziye bile iletmediniz.
Cem Garipoğlu’nun kardeşi Sakine Garipoğlu’nun yaptığı garip sosyal medyayı paylaşımı tepki gördü
Fatih Altaylı: Mezarın Açılması Neden Reddedildi?
Rezan Epözdemir: Anne ve Enver’de şöyle bir güvercin ürkekliği var. Aslında anne ve Enver de mezar açılsın diyebilirlerdi. Fakat Türkiye’de şöyle bir travmatik bakış açısı da var. Mezar açıldı incelemeler yapıldı ve Cem Garipoğlu çıktı. Aynı sosyal medya kullanıcıları ne diyecekti? İşte hala kızınızın kanından nemalanmaya çalışıyorsunuz, ölmüş 14 yıl geçmiş, ne kadar cani olursa olsun niye insanı mezarında rahat bırakmıyorsunuz, hala bu işin şovunun peşindesiniz. Bugün ben inanmıyorum diyenlerin en az yüzde ellisi bunları söyleyecek.
Bir müvekkilim bile istiyorsa ben o başvuruyu yapmak zorundayım. Süreyya Karabulut istedi çünkü sonrasını düşünmedi. Başvuruyu yaptım, şikayetçi olduk Süreyya bey adına. Dedik ki mezarı açın, Cem mi değil mi tespit edin.
Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Gerekçe şuydu: Tamam biz mezarı açalım, mezarı açtığımızda yapacağımız işlem ne? Sadece kemik kalmıştır, oradan bir DNA örneği almak. Garipoğlu ailesindeki bireylerin DNA örnekleriyle eşleştirmek. Tutuyorsa bu Cem Garipoğlu’dur demek. E dosyada bu var zaten. Normalde hiçbir intihar vakasında böyle bir inceleme yapılamaz. Ama soruşturma savcısı başsavcının talimatıyla zaten bunu yapmış.
Ben bunları başvurudan önce de Süreyya Beye anlattım, takipsizlik verebilirler dedim. Ama Süreyya bey sonuna kadar gidelim dedi.
Savcılık takipsizlik verdi, sulh ceza hakimliği itirazımızı reddetti ve karar kesinleşti.
Önümüzde bir yol kaldı, kanun yararına bozma. Bugün karar geldi Adalet Bakanlığı da talebimizi reddetmiş. Demişler ki dosyada zaten bu var, aynı işlem yapılacak.
Süreyya bey isterse 30 günlük süremiz var Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapacağız.
Nilperi Şahinkaya Sakine Garipoğlu Fotoğrafı
Rezan Epözdemir: Büyükşehir Belediye Başkanı üzerinden o fotoğrafa okuma yapıyorlar. O fotoğraftaki oyuncu arkadaşa bir şey bulamıyorum. Bir insan oturduğu kişinin GBT’sini, geçmişini bilemez. Zaten o fotoğraf aileyi rahatsız etmedi.
Koltuktaki fotoğrafla ilgili meseleye gelince. O dönem aileyle konuştum, genel hassasiyet şuydu. İnsanlar diyor ki Allah kahretsin, kızımız katledildi, her gün o travmayı yaşıyoruz, ateş düştüğü yeri yakıyor. Ben artık kızımın katledilmesi ve kanı üzerinden yorum yapılmasını, gündeme gelmesini istemiyorum, Allahından bulsunlar diye beddua etti Nagihan hanım.
Fatih Altaylı: Halil Konakçı Adında Bir Yaşam Formu