Fatih Altaylı “Osmangazi Köprüsü Konusunda Kim Doğru Söylüyor?”
Fatih Altaylı Osmangazi Köprüsü tartışmalarında Kemal Kılıçdaroğlu ve Abdülkadir Uraloğlu'nun açıklamalarını yorumladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Osmangazi köprüsü ile ilgili iddiaları gündem olmuştu. Fatih Altaylı Osmangazi Köprüsü konusunda kimin doğru söylediğini kaleme aldı.
Fatih Altaylı Osmangazi Köprüsü konusunda kim yalan söylüyor?
Bugünkü yazısında Kılıçdaroğlu’nun Osmangazi Köprüsü için “1 milyar 200 milyon dolara mal olan köprü için 7 yılda 4 milyar 600 milyon dolar para ödendi” iddiasını ve Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun Kılıçdaroğlu’nu yalanlamasını hatırlatan Altaylı “Kim yalan söylüyor?” diyerek şöyle devam etti:
“Aslında hesap çok basit. Köprünün maliyeti, açık kaynaklara göre 1,4 milyar dolar. 1 Temmuz 2016’da açılan köprünün işletmecisi şirketin 7 yıllık hasılatı ise çok net. Gündü 40 bin aracın geçiş ücreti. Ücret de 35 dolar artı KDV ile başladı bu yıl yaklaşık 50 dolar olacak. Kaba bir hesapla araç başı ortalama 42 dolar desek hesap şöyle oluyor:
40 bin çarpı 365 çarpı 7 çarpı 42 dolar.
Yani üç aşağı beş yukarı 4 milyar 300 milyon dolar.
Bunun ne kadarının geçen araçlardan ne kadarının Hazine’den ödendiği hesabı ayrı bir hesap ama Hazine’nin ağır bir yük altında olduğunu biliyoruz.
Tabii bu 1,2 milyar dolar yatıran müteahhitleri ilgilendirmiyor.
Onlar 1,2 milyar dolara karşılık 7 yılda 4,3 milyar dolar aldılar bile ve bu kârlılığa kendileri bile inanamıyorlar. Köprü ve otoyolun işletmecisi 8 yıl daha köprü ve otoyolu işletmeye devam edecek.
Ancak işin olumlu yanları da var.”
Fatih Altaylı Osmangazi köprüsünde geçiş garantisinin 1 yıl sonra dolduğunu ifade ederek bundan sonra hazinenin garanti parası ödemeyeceğini belirtti.
Fatih Altaylı Osmangazi Köprüsü Yorumu: Kılıçdaroğlu doğru söylüyor
Fatih Altaylı Osmangazi köprüsü ile ilgili tartışmada doğru söyleyenin Kılıçdaroğlu olduğu çok açık diyerek bu konuyla ilgili yazısını noktaladı.
Deneyimli gazetecinin bugünkü yazısında değindiği bir başka konu ise Türk Telekom özelleştirmesi oldu.
Türkiye’nin en değerli şirketlerinden biri olan Türk Telekom’un yüzde 55‘lik hakim hissesi yaklaşık 6,5 milyar dolara Lübnan Başbakanı Hariri’nin Şirketi Oger Telekom’a satıldığını hatırlatan Altaylı, “Ve bu satışın ardından Erdoğan 2006 yılında yani 17 yıl önce de, “Biz neyin nasıl satılacağını iyi biliriz” demişti.
Sonrasında 2008 yılında Oger’nin Hazine’ye olan borcunu erken kapattığı açıklanmış ve iktidar bununla övünmüştü. Ancak daha sonra Oger Telekom’un Türk Telekom’u satın almak için gerekli parayı Türk bankalarından aldığı, daha sonra “refinans” yaparak borcunu 4,7 milyar çıkardığı, velhasılı Türkiye’nin parası ile Türkiye’nin “varlığını” ya da “asset”ini aldığı yani derenin taşı ile derenin kuşunu vurduğu oraya çıkmıştı.” ifadelerini kullandı.
Fatih Altaylı Türk Telekom Yazısına şöyle devam etti:
“Beteri ise 2018 yılında skandal olarak patladı.
Oger Telekom, Türk bankalarından aldığı 4 milyar 750 milyon dolarlık krediyi ödemeden ama 13 yıl boyunca Türk Telekom’un bütün kârlarını alıp cebe atarak kaçtı. Türk Telekom borç batağı içinde Türkiye’nin elinde patladı ve kreditör bankalar mecburen Türk Telekom’un sahibi oldular.
Ben de geçen hafta bunu anlattım.
Bazıları “Oger Telekom kötü niyetli ise iktidar ne yapsın” dediler.
Madem öyle hikayenin geri kalanını da öğrenmek için alttaki yazıya geçelim.
Fatih Altaylı: Türk Telekom Göz Önünde Soygun
İnsan hafızasının unutkanlık gibi bir zaafı olduğunu bildiğimiz için bazen geçmişi hatırlatmak, bazen de geçmişte bilinmeyen, sonradan ortaya çıkan gerçeklerle geçmişin bilgilerini tazelemek gerekiyor.
Şimdi 2005 yılına ve Türk Telekom’un Oger’e satıldığı günlere geri dönüp, kronolojik olarak ilerleyelim.
- 1) Türk Telekom’un özelleştirilmesinden sonra şirketteki Altın hisseyi temsilen yıllar sonra Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak olan Fuat Oktay veto hakkına sahip şekilde, kamu adına Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesiydi.
- 2) Fuat Oktay, bu göreve getirilmeden önce Sermaye Piyasası Kurulu, Yimpaş’daki görevi nedeniyle, Fuat Oktay hakkında suç duyurusu yapmıştı. Ancak bu, Fuat Oktay’ın bu göreve getirilmesine engel teşkil etmedi. Daha sonra patlayan Telekom soygununda en azından “izleyici” olarak bulunmasına rağmen kendisine bu konu ile ilgili en küçük soru bile sorulmadı.
- 3) Türk bankalarından alınan kredi tökezlemeye başlayınca, Saudi Telecom (STC) 2008’de Lübnanlı Oger Telecom’un yüzde 35’ini satın alarak Türk Telekom’un dolaylı ortağı haline geldi ve yönetim kuruluna girdi. 2016 yılına kadar da yönetim kurulunda kaldı.
- 4) Şirketin tökezlemekte olduğu bilindiği halde, Türk Telekom 2008 mayıs ayında borsaya açıldı. 15 Mayıs 2008 tarihindeki hisse fiyatlaması ile değeri 8,20 milyar dolar idi. Hisse senedi karşılığı, ilk aldığı 4.3 milyar dolar krediden sonra Akbank, Garanti ve İşbank önderliğindeki 26 bankadan bu sefer 4.75 milyar dolar kredi aldı.
- 5) Bu arada zaman ilerledikçe ilginç şeyler oldu! Türk Telekom vergi ve banka borçlarını ödemedi. Londra borsasında halka açılmak istedi, izin verilmedi. Oger sürekli Telekom içinden para çekti.
- 6) Sonra kredi battı! Bankalar Kanunu sırf bu kredi için değiştirildi ve bu bankaların mali iştirak dışında, iştirak sahibi olmasına izin verildi. Bu işten Türkiye’nin kaç lira kaybettiği hiçbir zaman açıklanmadı ama en az 15 milyar dolar seviyesinde olduğu iddia edildi.
Telekom özelleştirmesi hiç şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülen en büyük yolsuzluk işlemi, hiçbir şey değilse bile iktidar açısından “yanlış ve denetimsiz özelleştirme” kusurudur.
Kıssadan hisse, “İyi biliyorum” demek, her zaman iyi bildiğinizi göstermez.
Fatih Altaylı Emre Belözoğlu’na Köpürdü: Fethullah’ın Çocuğu