Ukrayna Güvenlik Servisi, 1937-1938 yıllarında kurşuna dizilen Kırım Tatarlarının fotoğraflarını yayımladı
SBU, sürgünün, uzun süreli baskı kampanyasının devamı olduğunu vurgulayarak, Stalin rejimi tarafından 1937-1938 yıllarında kurşuna dizilen Kırım Tatarlarının fotoğraflarını paylaştı
Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), 1944 Kırım Tatar sürgününün, Stalin’in Kırım Tatar halkına yönelik soykırımının en büyük aşaması olduğunu ve bu sürgünün, uzun bir baskı kampanyasının devamı olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydetti. Ayrıca SBU, 1937-1938 yıllarında kurşuna dizilen Kırım Tatarlarının fotoğraflarını paylaştı.
Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), 18 Mayıs Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü dolayısıyla yayımladığı mezajda, 1944 sürgününün, Sovyet dikatörü Josef Stalin’in Kırım Tatar halkına yönelik soykırımının en büyük aşaması olduğu belirtildi. SBU, sürgünün, uzun süreli baskı kampanyasının devamı olduğunu vurgulayarak, Stalin rejimi tarafından 1937-1938 yıllarında kurşuna dizilen Kırım Tatarlarının fotoğraflarını paylaştı.
“SÜRGÜN UZUN BASKI KAMPANYASININ DEVAMI”
SBU’nun mesajında, “Bugün bütün ülke Kırım Tatar soykırımının kurbanlarını anıyor. 18 Mayıs 1944’te, Sovyet yönetimi bütün halkı ana vatanlarından binlerce kilometre uzağa göndererek sürgün etmeye başladı. Birçoğu bu acıya katlanmadı ve asla evine dönmedi. Bu, Stalin’in Kırım Tatar halkına yönelik soykırımının en büyük aşamasıydı. Ancak bu sürgünün uzun bir baskı kampanyasının devamı olduğunu unutmamalıyız.” ifadelerine yer verildi.
KURŞUNA DİZİLENLER İÇİN KIRIM TATARCA MESAJ
Ayrıca SBU, Bolşeviklere direndikleri ve yarımadanın Sovyet yönetiminden kurtuluşu için savaştıkları için 1937-1938 yıllarında kurşuna dizilen Kırım Tatarlarının fotoğraflarını yayımladığını belirterek mesajında Kırım Tatarca “Sovyetlerin zulmüne uğrayan Kırım Tatar halkının oğulları ve kızlarını anıyoruz!” (Sovetler zulumına oğrağan qırımtatar halqınıñ oğul-qızlarını hatırlaymız!) ifadesine yer verdi.
Söz konusu olaylarla ilgili daha çok fotoğraf ve belgelere bit.ly/3bAcudc ve bit.ly/3yjpJcc adreslerinden ulaşılabileceği bildirildi.
18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI
Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatarlarının büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Orta Asya ve Sibirya’ya sürgün edilen Kırım Tatarlarının yüzde 46’sı yolda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu.
Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Kırım Tatar adı yok edilmişti. Bunun sonucunda Kırım Tatar halkı büyük kayıplar yaşadı. Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başlarken 150 bini maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününü soykırım olarak tanıdılar.
SOVYET YÖNETİMİ KIRIM TATAR AYDINLARINI KATLETTİ
1937-1938 yıllarında Stalin rejiminin baskıları artarak kitlesel katliama dönüşmüştü. Sovyet rejiminin Kırım Tatar halkına yönelik gerçekleştirdiği “aydın” katliamı ve terör faaliyetlerinin en somut örneklerinden birisi de 17 Nisan 1938 tarihinde yaşandı.
Kırım Tatar tarihinin uğradığı sayısız zulümlerden birinin tarihi olan 17 Nisan 1938’de, 1936 ve 1937 yıllarında çeşitli sebeplerle tutuklanan Kırım Tatar aydınlar takip eden 3 gün içinde, Akmescit’teki cezaevinde Stalin rejiminin cellatları tarafından kurşuna dizilmişlerdi. 3 gün boyunca süren katliamda ölenlerin kesin sayısı bilinmiyor.
Katliam gününe gelmeden önce, Sovyet hükûmeti tarafından Kırım Tatar aydınları, “devlet haini” ve “antisovyet unsur” (Sovyet hükümet karşıtları) olmakla suçlanarak aleyhlerinde davalar açılmıştı. Kırım Tatar halkının en parlak bilim adamları ve siyasi temsilcileri, casusluk ve milliyetçilikle suçlanmış, bu suçlamalar yüzünden yüzlerce Kırım Tatar aydını toplama kampına gönderilmişti.
Kurşuna dizilenler arasında; yazar, gazeteci 1. Kırım Tatar Milli Kurultayı katılımcısı Hasan Sabri Ayvazov’un, yazar İlyas Tarhan’ın, yazar, bilim adamı ve öğretmen Osman Akçokraklı’nın, Bahçesaray Saray-Müzesi Müdürü, etnograf Üsein Bodaninskiy’in, dilbilimci ve öğretmen Yagya Bayraşevskiy’in, Süleyman İdrisov’un, şair ve öğretmen Abdullah Latifzade’nin, gazeteci, sivil toplum aktivisti Mamut Nedim’in, tercüman, Kırım Devlet Yayınevi Başkanı Abdülkerim Cemaledinov’un ve başka birçok aydının yer aldığı biliniyor.
Kaynak: QHA