Rusya’nın Suriye’deki etkisi sarsıldı

Beşşar Esed'in görevden ayrılmasıyla Rusya'nın 9 yıllık Suriye stratejisi çöktü. Kremlin, Hmeimim ve Tartus askeri üslerini "yüksek alarm" durumuna geçirirken, Esed'in akıbeti belirsizliğini koruyor.

Rusya’nın 2015’ten bu yana Beşşar Esed rejimini desteklemek için yoğun askeri, mali ve diplomatik kaynak ayırdığı Suriye projesi çöktü. Beşşar Esed, görevden ayrılırken, Rusya Dışişleri Bakanlığı, Esed’in başkanlık görevini bıraktığını ve ülkeyi terk ettiğini duyurdu. Ancak Esed’in hangi ülkeye gittiğine dair herhangi bir bilgi verilmedi.

Rusya: Gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz

Rusya Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, “Suriye’deki dramatik olayları büyük bir endişeyle takip ediyoruz” ifadelerine yer verdi. Rusya’nın en büyük endişesi ise Suriye’deki stratejik üslerinin geleceği. Suriye’deki Hmeimim Hava Üssü ve Tartus Deniz Üssü’nün durumu belirsizliğini koruyor. Bu üsler, Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki askeri varlığının temelini oluşturuyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, bu üslerin “yüksek alarm durumuna” geçirildiğini, ancak şu anda üslerin herhangi bir ciddi tehdit altında olmadığını belirtti.

Kremlin için ağır bir darbe

Beşşar Esed rejiminin çöküşü, Rusya için büyük bir prestij kaybı olarak değerlendiriliyor. 2015 yılında Suriye’ye askeri müdahalede bulunan Rusya, Esed’i iktidarda tutarak Ortadoğu’daki nüfuzunu artırmayı hedeflemişti. Bu strateji, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Batı’ya meydan okuma hamlesi olarak da görülmüştü.

2017 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’deki Hmeimim Üssü’nü ziyaret etmiş ve “Görev başarıyla tamamlandı” açıklamasını yapmıştı. Bu ziyaret, Rusya’nın askeri gücünü dünyaya sergilemek için sembolik bir öneme sahipti.

Ancak Esed’in görevden ayrılmasıyla, bu strateji büyük bir darbe aldı. Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki askeri gücünü sürdürebilmesi için Suriye’deki üslerin kontrolünü elinde tutması kritik önem taşıyor.

Rusya’nın bölgedeki askeri varlığı tehlikede mi?

Suriye’de Rusya’nın iki stratejik askeri üssü bulunuyor: Hmeimim Hava Üssü ve Tartus Deniz Üssü. Bu üsler, Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki askeri varlığının kilit noktaları. 2015’ten itibaren Beşşar Esed’e destek vermesinin karşılığı olarak, Suriye yönetimi Rusya’ya bu üsleri kullanma hakkı tanımıştı.

Rusya, Hmeimim Üssü’nü 49 yıllığına kiraladı ve üssü Doğu Akdeniz’deki en önemli hava kuvvetleri merkezi haline getirdi. Tartus Deniz Üssü ise, Rusya’nın Akdeniz’deki tek deniz üssü olarak stratejik bir öneme sahip. Bu üsler, Afrika’ya paralı askerlerin gönderilmesinde de bir merkez olarak kullanıldı.

Ancak, Esed rejiminin çökmesiyle bu üslerin kontrolünün ne olacağı sorusu gündeme geldi. Rusya, üslerin tehlike altında olmadığını belirterek “yüksek alarm” durumuna geçildiğini açıkladı. Bu üslerin kontrolünü kaybetmek, Rusya’nın Akdeniz’deki askeri üstünlüğünü ciddi şekilde zayıflatabilir.

Rus Parlamentosu: Bu, herkes için bir trajedi

Rusya’nın üst düzey yetkililerinden Konstantin Kosaçev, “Suriye’deki bu gelişmeler herkes için bir trajedi. Bizim için öncelik, Rusya vatandaşlarının ve askeri personelimizin güvenliğini sağlamaktır” ifadelerini kullandı.

Rusya, 2015 yılında Esed rejimini desteklemek için Suriye’ye binlerce asker ve askeri danışman göndermişti. O dönemde, Suriye’deki rejim karşıtı güçlerin ilerlemesi karşısında Esed rejimi düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Ancak Rus hava saldırıları, rejimin yeniden kontrol sağlamasında kilit rol oynamıştı.

Bu nedenle, Esed’in görevden ayrılması Rusya’nın Ortadoğu’daki jeopolitik stratejisinde büyük bir başarısızlık olarak görülüyor. Kremlin, Esed’in devrilmesini Batı’ya karşı bir yenilgi olarak görse de, bu durumu kamuoyuna açıklarken dikkatli bir dil kullanmaya özen gösteriyor.

Suriye’deki kriz Rusya’nın iç politikasını etkiler mi?

Suriye’deki gelişmelerin, Rusya’nın iç politikasına yansımaları da merak ediliyor. 2015’teki askeri müdahale sırasında Rusya’da bu hamle, ulusal gurur kaynağı olarak lanse edilmişti. Putin’in “Suriye’de görevi tamamladık” açıklamaları, Rusya’nın uluslararası alandaki gücünün bir göstergesi olarak sunulmuştu.

Ancak, Esed’in görevden ayrılmasıyla bu algının sarsılabileceği belirtiliyor. Rusya, Suriye’de “uzun vadeli bir varlık” planlamış ve bu çerçevede üsler, askeri operasyonlar ve diplomatik çabalarla ciddi bir mali yük altına girmişti. Bu nedenle, Suriye’deki başarısızlık, Putin hükümetinin dış politika stratejisine yönelik eleştirileri artırabilir.

Esed rejiminin düşüşü nasıl oldu?

Beşşar Esed rejiminin çöküşü, Suriye’deki protestolar ve ayaklanmaların giderek şiddetlenmesiyle hız kazandı. Son haftalarda rejim karşıtı grupların başkent Şam’a girmesi, Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın kontrolünün kaybedilmesi, rejimin çöküş sürecini hızlandırdı.

Göstericiler, Şam’da rejime ait kritik binaları ele geçirirken, Esed’in başkenti terk ettiği iddiaları ortaya atıldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı da bu gelişmeleri doğrulayarak, Esed’in hem görevden ayrıldığını hem de ülkeyi terk ettiğini duyurdu. Ancak Esed’in nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.

Rusya’nın Şam’daki etkisi son buldu mu?

Bu sorunun yanıtı henüz net değil. Ancak Esed’in görevden ayrılması ve Suriye’nin kontrolünün rejim karşıtı gruplara geçmesi, Rusya’nın yıllarca sürdürdüğü çabaları boşa çıkaracak gibi görünüyor. Bu durum, Kremlin’in uluslararası arenadaki gücüne ve Ortadoğu stratejisine büyük bir darbe vurdu.

Rusya’nın bundan sonraki adımları, Suriye’deki askeri üslerinin kontrolünü kaybetmeden bölgedeki varlığını sürdürmeye çalışmak olacak. Ancak bu kolay bir görev olmayacak.

 

Rusya'dan Esad Açıklaması Geldi! Putin'in Hamlesi... Tarihi Suriye İtirafı

61 yıllık Baas rejimi, rejim karşıtı grupların başkent Şam’a girmesiyle çöktü. Savunma ve İçişleri Bakanlığı dahil kritik kamu binalarından çekilen rejim güçleri, kontrolü tamamen kaybetti.

Turizm Tatil Seyahat öneriyor: Atmosphere Kanifushi Maldivler: Lüks ve doğanın buluştuğu cennet

Exit mobile version