Narendra Modi’nin İslamofobik söylemi seçim kampanyasını olumsuz etkiledi

Eleştirmenler ve gözlemciler, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin dünyanın en kalabalık ülkesini yönetmek için üst üste üçüncü bir dönem arayışındayken, seçim kampanyası sırasında giderek daha fazla açık bir şekilde İslamofobik dile başvurduğunu söylüyor.

Şu ana kadar anketlerdeki katılım beş yıl öncesine göre hafif bir düşüş gösterdiğinden, popüler lider – ve ezici bir favori – olumsuz kampanyaları benimsediğini ve sivil toplumdan veya seçim otoritelerinden çok az geri dönüş aldığını söylüyorlar.

Narendra Modi’nin İslamofobik söylemler tepki çekti

Modi’nin Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) takipçileri ve partinin önde gelen isimlerinden bazıları, uzun süredir ülkedeki 200 milyon Müslümanı, ancak nadiren Modi’nin kendisini tanımlamak için kışkırtıcı bir dil kullanmakla suçlanıyor. Ancak eleştirmenler, bu seçimin açık bir değişim getirdiğini söylüyor.

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın Güney Asya Programının kıdemli üyesi ve yöneticisi Milan Vaishnav, “Son zamanlarda gördüklerimizin benzersiz yanı, bu açıklamaların bizzat Başbakan tarafından söylenmesidir” dedi. “İçişleri Bakanı ya da başbakan gibi vekiller ya da başka türden parti aparatçikleri tarafından olması şart değil.”

Ses tonunun değişmesi birçok Hintli Müslümanı tedirgin ediyor.

Siyasi araştırmacı ve köşe yazarı Asım Ali, “Modi ve BJP uzun süredir topluluğa atıfta bulunuyor ancak bu artık ihbardan öteye geçti” dedi. “Bizi Hindular için varoluşsal bir tehdit olarak gösteriyor. Doğrudan başbakandan geliyor. Bu Müslüman karşıtlığıdır ve tehlikelidir.”

Modi ve BJP’si defalarca azınlık gruplarına karşı ayrımcılık yapmadıklarını söyledi.

Ancak analistler ve gözlemciler, geçen ay başlayan altı haftalık seçim kampanyası sırasında yaptığı çok sayıda konuşmanın özellikle Müslümanlara atıfta bulunduğunu ve onları olumsuz bir şekilde resmettiğini fark etti.

Müslümanlar casus olarak nitelendirdi

Müslümanları “geniş ailelere sahip” “casuslar” olarak nitelendiren Modi, ana muhalefeti olan Hindistan Ulusal Kongresi’ni hiçbir delil olmaksızın ülkenin zenginliğini Müslümanlara yeniden dağıtma niyetinde olmakla suçladı . Kadınları , muhalefetin altınlarını alıp Müslümanlara dağıtacağı konusunda uyardı . Kongre’yi Hint kriket takımının oyuncularını “din temelinde” seçmek istemekle suçladı . Ve partinin kendisine karşı “belirli bir topluluğu” birleştirerek “oy cihadı” yapmak için komplo kurduğunu iddia etti .

BJP, bu kampanya sırasında parti liderlerinin kullandığı retoriğe ilişkin yorum talebine yanıt vermedi. BJP ulusal sözcüsü Jaiveer Shergill daha önce Müslümanlara karşı önyargılı olmadığını ve toplumun Modi’nin liderliğinden faydalandığını söylemişti.

Georgetown Üniversitesi’nde Hint siyaseti profesörü olan İrfan Nooruddin’e göre retorik “çok daha katı ve açıkça toplumsal hale geldi.”

“Bunlar BJP içinde bazen olumsuz basından veya sivil toplumun tepkisinden kaçınmak için bastırılan çok merkezi görüşlerdir. Medya ve sivil toplumun etkisiz hale getirilmesiyle BJP artık bu tür sonuçlardan korkmuyor ve perdeyi kaldırabilir” dedi.

Nooruddin, “BJP parlamentoda çoğunluğa, özellikle de anayasayı değiştirmesine izin verecek süper çoğunluğa giden yolun, Hindu oylarını sağlamlaştırmak ve muhalefetin ekonomik çağrılar yoluyla ilerlemesini engellemek olduğunu anlıyor” diye ekledi.

Modi’nin 21 Nisan’da “sızanlar” hakkındaki konuşması Müslüman liderler ve muhalif politikacılar arasında yaygın bir öfkeyi ateşledi ve seçim yetkililerine soruşturma çağrısında bulundu. BJP parti sözcüsü daha sonra Modi’nin özellikle belgesiz göçmenlerden bahsettiğini söyledi.

Seçim komisyonu BJP’den iddialara yanıt vermesini istedi. Ancak muhalif gruplar ve eleştirmenler tepkinin yeterince güçlü olmadığını söylüyor.

Hindistan’ın imajı zedelendi

Dünya çapında bağımsız anketler , Hindistan’ın imajının dünyanın bazı ülkelerinde kötüleştiğini ve hükümetin Hindu milliyetçiliğiyle ilgili bazı eleştirilerin olduğunu gösteriyor.

“Kampanya sürecinde kullanılan Müslüman karşıtı söylem ne yazık ki Hindistan’ın küresel itibarına daha da zarar verecek. Nooruddin, Hindistan’ın yükselişe geçmesi gereken bir dönemde bunun gereksiz olduğunu söyledi.

Gazeteci Jafri, “Milyonlarca insanın kolektif olarak ne hissettiğini anlatamam ama eminim ki hiç kimse sürekli olarak istismar edilmekten, zorbalığa uğramaktan, ihanete uğramaktan ve dışlanmaktan hoşlanmaz” dedi. “Bazıları saldırıya uğradığını ve aşağılandığını hissediyor. Birçoğu şüpheci hale geldi ve bu rejimden ve onun destekçilerinden daha iyisini beklemiyorlar” dedi.

En güzel plajlar kimin elinde? Hindistan ve Maldivler arasındaki turizm anlaşmazlığı siyasi krize dönüştü.

Turizm Tatil Seyahat öneriyor: Hindistan Uçakla Kaç Saat?