ABD’li yetkililerin açık desteğiyle yürütülen ve 15 Kasım’da Küba’da “barışçıl yürüyüş” adı altında düzenlenmek istenen provokasyon girişimine karşı Küba Başsavcılık Ofisi’nden anayasalı yanıt geldi. Küba Başsavcısı Ana Hernandez anayasanın net olduğunu, yurttaşların sosyalist düzeni devirmeyi amaçlayan odaklara karşı silahlı mücadele dahil her türlü araçla karşı koyma hakkı olduğunu bildirdi.
Havana Belediyesi ve diğer yerel yönetimler 15 Kasım için yapılan gösteri başvurularını yasadışı ilan etmişti.
Konuyla ilgili Granma’ya konuşan Küba Başsavcılık Ofisi (FGR) Bilgi ve Analiz Müdürlüğü başsavcısı Ana Hernandez Küba Anayasası’nın 4. ve 45. maddelerine işaret etti.
15 Kasım’daki yürüyüşün yasadışı olduğunu ve ABD tarafından desteklendiğini vurgulayan Hernandez, Küba Anayasası’nın sosyalist düzeni devirmeyi amaçlayan girişimlere karşı net olduğunu ifade etti.
Küba Anayasası’nın 4. maddesine atıfta bulunan Hernandez, yurttaşların sosyalist düzeni devirmeye çalışan odaklara karşı başka bir yol kalmadığında silahlı mücadele dahil her türlü araçla mücadele hakkı olduğunu vurguladı.
Küba Anayasası’nın 4. maddesi şöyle:
“Sosyalist anavatanın savunulması, her Küba vatandaşı için en büyük onur ve en yüce görevidir. Vatana ihanet en büyük suçtur, bu suçu işleyenler en ağır biçimde cezalandırılır. Bu Anayasayla onaylanan sosyalist sistem, geri döndürülemezdir. Tüm vatandaşlar bu Anayasa’da belirtilen siyasi, sosyal ve iktisadi düzeni devirmeye çalışan herhangi bir odağa karşı, başka bir yol kalmadığında silahlı mücadele de dahil olmak üzere, her türlü araçla mücadele etme hakkına sahiptirler.”
Küba’da gösteri ve yürüyüş hakkının Anayasa’da güvence altına alındığını belirten Başsavcı Hernandez, Küba Anayasası’nın 45. maddesine işaret etti.
Sözkonusu maddede “Kişilerin haklarının kullanılması yalnızca başkalarının hakları, kolektif güvenlik, genel refah, kamu düzenine, Anayasa’ya ve yasalara saygıyla sınırlıdır” deniliyor.
Hernandez “Basitçe, bir madde anayasa metninde belirtilen hak, garanti ve yükümlülüklere aykırı bir bahane olarak kullanılamaz” dedi.
15 Kasım’daki yürüyüşe sosyal ağlarda ve dijital platformlarda çağrı yapanların hedeflerinin Küba’daki siyasi, ekonomik ve toplumsal düzeni değiştirmek olduğunu kendilerinin dile getirdiklerini ifade eden Hernandez, bununsa anayasaya aykırı ve yasadışı olduğunu vurguladı.
Hernandez 15 Kasım’da düzenlenmek istenen gösterinin ABD hükümetin üst düzey yetkilileri, Havana’daki ABD Büyükelçiliği ve terörist geçmişiyle bilinen, adaya açıkça dış müdahale çağrısı yapan Küba Amerikan Ulusal Vakfı’nca desteklendiğini belirtti.
Hernandez Küba halkının Şubat 2019’da yapılan referandumda yeni anayasayı yüzde 86,85’lik evet oyuyla kabul ettiğini de vurguladı.
‘Kendilerini muhalif diye adlandırma hakları yok’
FGR Sekretaryası’ndan Savcı Dimas Alfredo Herrera da Granma’ya yaptığı açıklamada gösterinin düzenleyicilerinin ekonomik çıkarlarının dahil olduğu bir süreç yoluyla Küba toplumunu yok etme arayışında olduklarını söyledi.
Herrera “Bu onları kendilerini muhalif olarak adlandırma meşruiyetinden mahrum kılar. Planları, çalışma formülleri Helms-Burton Yasası’nın açık amaçlarına uygundur ve bu yasa Küba’nın egemenliğine aykırıdır” dedi.