ABD başkanlığına yeniden seçilen Donald Trump’ın, dışişleri bakanlığı görevine Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio’yu getirmeyi planladığı ileri sürüldü. Trump’a yakın kaynakların New York Times’a verdiği bilgilere göre, Rubio’nun güçlü İsrail yanlısı görüşleri ve İran ile Çin’e karşı sert duruşu, Trump’ın kararında etkili oldu.
Daha önce ABD’nin Berlin Büyükelçiliği için Ric Grenell’in ismini değerlendiren Trump, yapılan istişareler sonucunda Rubio’da karar kıldı. Rubio, 2011’den bu yana Florida senatörlüğü yapıyor ve dış ilişkiler komitesindeki görevinde özellikle Çin ve İran’a yönelik “şahin” tavrıyla tanınıyor. Beyaz Saray’daki yeni dönemde, Rubio’nun bu göreve atanmasıyla ABD’nin dış politikasında sertleşen bir diplomatik çizgiye geçilebileceği değerlendiriliyor.
Rubio’nun resmi olarak aday gösterilmesi durumunda Senato’dan onay alması gerekecek. Trump’ın önümüzdeki günlerde Rubio ve diğer kabine üyeleriyle ilgili resmi açıklama yapması bekleniyor. Bu hamle, ikinci Trump döneminde Amerikan dış politikasında keskin bir değişim sinyali olarak yorumlanıyor.
Marco Rubio kimdir?
Marco Rubio, 28 Mayıs 1971’de ABD’nin Florida eyaletinde doğmuş olan ve 2011 yılından bu yana Florida’yı temsilen Senato’da görev yapan bir Cumhuriyetçi siyasetçidir. Küba göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Rubio, ABD siyasetine özellikle dış politika ve göçmen hakları konularında gösterdiği aktif tutumla adını duyurmuştur. Florida Üniversitesi’nden siyaset bilimi, ardından Miami Üniversitesi’nden hukuk eğitimi alarak mezun olmuştur.
Siyasi Kariyer ve Dış Politika Tavrı
Rubio, 2000 yılında Florida Temsilciler Meclisi’ne seçilerek siyasi kariyerine adım atmış ve 2006-2008 yıllarında Temsilciler Meclisi’nin başkanlığını yapmıştır. 2010’da Florida Senatörü olarak Senato’ya seçilmiş, kısa sürede dış ilişkiler komitesinde etkili bir pozisyona gelmiştir. Rubio’nun dış politika görüşleri, özellikle Çin ve İran gibi ülkeler söz konusu olduğunda “şahin” olarak nitelendirilmektedir; bu durum, Rubio’yu sert bir dış politika çizgisi izleyen Cumhuriyetçi bir isim haline getirmiştir. Rubio, İsrail’e verdiği güçlü destek ve Orta Doğu politikasında net duruşuyla da tanınır.
Başkanlık Adaylığı ve Trump’la İlişkisi
2016’da Cumhuriyetçi Parti’den ABD başkan aday adaylığını koyan Rubio, ön seçimlerde yeterli desteği alamamış ve adaylık yarışı Donald Trump’ın zaferiyle sonuçlanmıştır. Trump döneminde Rubio, dış ilişkilerde Cumhuriyetçi Parti’nin lider isimlerinden biri olarak görülmüş ve Çin, İran, Venezuela gibi ülkelere yönelik yaptırımlar ve insan hakları konularında aktif rol almıştır.
Öne Çıkan Özellikleri
Rubio, göçmen bir aileden gelmesinin de etkisiyle göçmenlik konularında hassas bir yaklaşım sergilemiştir, ancak dış ilişkilerde ulusal güvenliği önceleyen ve küresel tehditlere karşı sert adımlar atmayı savunan bir siyasetçidir. Özellikle Çin’in artan nüfuzu ve İran’ın nükleer programı gibi konularda ABD’nin daha agresif bir duruş sergilemesi gerektiğini savunmaktadır.
ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Ocak ayında Beyaz Saray’a dönüşü öncesinde kritik atamalar yaptı. Eski ICE Direktörü Tom Homan, sınır güvenliği başkanlığına, Kongre Üyesi Elise Stefanik ise Birleşmiş Milletler Büyükelçiliği görevine getirildi. Bu atamalar, Trump’ın göçmenlik ve dış politika yaklaşımını yeniden gündeme taşıyor.
Turizm Tatil Seyahat öneriyor: Sheraton Maldives Full Moon Resort & Spa: Maldivler’de Rüya Gibi Bir Tatil Deneyimi