Ankara Üniversitesi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) öncülüğünde yürütülen proje kapsamında, koronavirüsü teşhis edebilen dedektör köpek yetiştirildi. Border Collie ırkı ‘Zippo’ isimli köpek, koronavirüslü maskeyi saniyeler içinde buldu.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi ve TÜBİTAK’ın, ‘Medikal Dedektör Köpeklerin SARS-CoV-2 Teşhisinde Kullanılmaları’ başlıklı araştırma projesi kapsamında, Kovid-19 dedektör köpeği yetiştirildi. Proje, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan ve Veteriner Hekim Köpek Eğitim Uzmanı Tarkan Özvardar’ın katıldığı programla basına tanıtıldı.
Ankara Canine College Köpek Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde yapılan tanıtım toplantısında, içinde koronavirüs hastalarına ait maskelerin bulunduğu tüpler, 9 kutudan birine yerleştirildi. Dedektör köpek, koronavirüslü maskenin bulunduğu kutuyu saniyeler içinde bularak teşhis etti.
‘Yüzde 100’e yakın oranda teşhis mümkün’
DHA’nın haberine göre Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, koronavirüs teşhisinde Türkiye’de ilk kez dedektör köpeklerin kullanılacağını belirterek, “Ülkemizde ilk kez Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinin öncülüğünde gerçekleştirilen bir TÜBİTAK projesiyle 5 farklı kurumun desteğiyle, multidisipliner çalışmayla bu faaliyet gerçekleştirildi. Yüzde 100’e yakın oranda Kovid-19’un teşhisi mümkün oldu” dedi.
‘Hiçbir teknolojik alet köpek burnunu yakalayamaz’
Metodolojiyi yaklaşık 1,5 ayda geliştirdiklerini ve 1,5 ay da köpeğin çalışmasının olduğunu söyleyen Köpek Eğitim Uzmanı Özvardar, “Bu köpek daha önce dedektör köpek konusunda hiçbir çalışma yapmamış bir köpekti. Burada ispat etmek istediğimiz şey; hiçbir teknolojik alet köpek burnunu yakalayamaz. Biz ortalama yüzde 97’yi yakaladık. Çok önemli olan bir şey de bilimsel altyapılı bir çalışma olması. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi-TÜBİTAK iş birliği ile yaptık. Sıradan bir köpeğin bile bu organizasyonu kısa bir süre içerisinde çok başarılı bir şekilde başarabildiğini göstermek için özellikle bu tip bir çalışma yapmak istedim” diye konuştu.
‘Kendi metodumuzu geliştirdik’
Test sürecinde çeşitli kombinasyonları denediklerini anlatan Özvardar şunları söyledi:
“Yurt dışı ile ilk başta korelasyonlu çalışmak istedik, metodolojik paylaşım istedik. Kesinlikle bizimle paylaşmak istemediler. Bundan yola çıkarak biz kendi metodumuzu geliştirdik ki altında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin Fizyoloji, Viroloji, Biyokimya gibi çok önemli ana bilim dallarının paydaş olduğu bir organizasyon var. Çok ciddi bir metot oluşturma yöntemi var ve yurt dışındaki örneklerinin metot oluşturması 6 ay sürdü. Biz 1,5 ay kadar kısa bir sürede hiçbir yerden destek almaksızın kısa bir sürede geliştirdik. Tamamen güvenli bir çalışma yaptık. İleride saha çalışmalarında organizasyonda hiçbir tehlike, bulaş riskini oluşturmayacak şekilde bir takım düşündüğümüz metotlar var.”
Özvardar, “Özellikle sınır bölgeleri, askeriyenin ve polisin bünyesinde kullanılabilecek pozisyonda ki emniyetin kendi bünyelerinde dedektör köpek üniteleri olduğu için metodoloji onlarla paylaşıldığı takdirde bu olgu çok daha başka yerlere gidebilir” diye konuştu.