Renkler ve Yeminler
Dün Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın yemin töreni yapıldı. Yeni dönemin başlangıcı Amerika’da neredeyse “festival” havasında yaşandı.
Amerika Birleşik Devletleri siyaseti her açıdan izlenebilir nitelikte bir şov havasında geçiyor. Kendi ülkesinde seçimlere ilgi duymayan halklar Amerikan seçimlerini yakından takip ediyor. Kurgusu, gelişimi, kampanya süreçleri, sonucu ve dünyaya etkisini izlemeyi seviyor. Elbette Amerika da bu işi ciddiye almakla birlikte bir şova dönüştürmeyi ve ilgiyi üzerinde tutmayı da hedefliyor.
Yemin töreni ve sonrasında kadınlar konuşuldu. Lady Gaga’nın tarzına uygun ve biraz da Beyaz Saray ciddiyetinde tasarlanmış kostümü, Jennifer Lopez’in Beyaz Saray ve yeni döneme atıfta bulunan beyaz kostümü, Michelle Obama’nın tek renkli ağırbaşlı bordo kostümü, Kamala Harris’in kadın dayanışmasının rengi mor renkli kıyafeti, Jill Biden’ın özgürlüğü işaret ettiği tek renk mavi kıyafeti yemin töreninin öne çıkanları arasındaydı. Takipçi sayısı çokluğu nedeniyle ve/veya kanaat önderi olarak yemin törenine katılan kadınlar seçtikleri renk üzerine yemin eder gibiydi. Kamala’nın ilk siyah başkan yardımcısı olması da bu renklerden biriydi.
Yemin töreni Amerikan halkı üzerinde olumlu bir algı oluşturmak, geçtiğimiz günlerde ve dönemde yaşanan olumsuzlukları geride bırakmak için yapılandırılmış güçlü bir halkla ilişkiler çalışmasıydı.
Yemin töreni öncesi güçlü bir halkla ilişkiler çalışması yapıldı. Yeni dönemin olumlu bir havada başlaması ve halkın yeni yönetime karşı olumlu algısını destekleyici bu kampanyada Kamala Harris ismi birden bire ve güçlü bir şekilde beliriverdi.
Kamala Harris ismini seçim kampanyaları esnasında fazla gündeme getirmeyen Joe Biden ekibi, yemin töreni öncesinde Kamala ile ilgili tüm parlak bilgileri yazılı ve görsel medyaya gönderdi.
Kamala Devi Harris Hint kökenli, siyah ve hukukçu. Ülke için önemli bir bölge olan California senatörü. Hukuk sistemi Amerika Birleşik Devletleri’nin en güçlü ve temel değeri. Yeni dönem başkanının ve yardımcısının hukuk kökenli olması yine Amerikan siyasetinin izleyeceği yolu güçlü bir şekilde vurguluyor:“Güçlü federal Amerikan hukuk sistemi ülkenin temel değerlerinden biridir, yeni dönemde Amerika’nın hukuk değerlerini yaşayarak ilerleyeceğiz, Donald Trump döneminde rafa kaldırılan değerleri tüm Amerika halkı ile birlikte yeniden yaşayacağız.”
Kamala Harris’in yakın gelecekte başkan yardımcılığından başkanlık koltuğuna oturacağı konuşuluyor. Neden doğrudan başkan adayı olmadığı sorusuna ise, seçimler esnasında Trump’ın karşısına, kendisi ile denk anılabilecek, deneyimi ve yaşı Trump ile mücadele edecek kadar güçlü bir ismin çıkmasının oylama esnasındaki algıyı yönetmek açısından daha kolay olacağı şeklinde açıklanabilir mi? (Georgia eyaletinden seçilebilmiş 2 demokrat senatörün açıklaması da belki bu sorunun cevabında olabilir).
Herşey yolunda giderse Kamala’nın başkan koltuğuna oturacağını düşünmüyorum, yine de hukukçu bir başkanı, parlak geçmişi olan savaşçı ve ilklerin kadını olarak anılan başka bir hukukçuyla yedeklemek sistemin devamı açısından güven verici bir senaryo.
Kamala’nın -bana göre- yeni bir şey söylemediği ancak kadın lider vurgusu açısından önemli sayılabilecek giriş söylemleri önümüzdeki dönem siyasetinde etkili olacak gibi duruyor. Yeni dönem siyaset kurgusunun bir kısmı için bunun stratejisinin yapıldığını görebiliyorum. Hukukçu ve Asya Amerikalı kadın lider Kamala Devi Harris ismi, Joe Biden dönemi siyaset senaryosunda halkın ve kadınların sempatisini kazanmış durumda, bir bayrak olarak gönderde dalgalanacak.
Hala gelişmekte olan ülkelerin bu senaryonun hangi parçalarını örnek alarak kendi seçim kampanyalarını yöneteceklerini merak ediyorum. Güçlü siyaset kültürüyle trend belirleyici (trend-setter) olan Amerikan seçim kampanyalarını hangi trend takipçileri (trend-follower) devam ettirecek acaba?
Son olarak, Netflix platformunda yayınlanan 2019 yapımı “Politican (Politikacı)” serisindeki California’lı başkan yardımcısı adayı rolündeki Gwyneth Paltrow’u kime benzetiyorsunuz?
Ve diğerlerini ve senaryoyu…
Emma Goldman’ın sözü geldi aklıma.
“Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı.”
Seçil Sökmen
21 Ocak 2021